Paylaş
İçim şişti derler ya, öyle.
Oğlumuzun süt dişi sanki 1 gecede çürüdü. Hiçbir belirti yoktu. Ne bir kere sızladığından şikayeti oldu, ne başka bir şey. Sadece geçen hafta bir gece ansızın çığlık atarak uyandı ve: “Dişim ağrıyor!” dedi. Günlerden Bayramdı ve her yer kapalıydı. Oysa müthiş Diş Hekimi arkadaşlarımız var Dubai’de. Elleri çabuk ve hafif. Halden anlayan, randevuda kolaylık yapan, gurbet ellerde kendi dilimizde konuşabildiğimiz hekimlerimiz var, daha ne olsun! Ama Bayram nedeniyle bütün klinikler kapalı olunca, gele gele geldik düne. Meğer diş çürümeyi geçmiş de kanal tedavilik olmuş bile!
Hayır ben nasıl atladım da, diş o hale geldi bilmiyorum!
Ama atlanıyor işte ve en kötüsü suçu bende veya değil, annelik bu ya, mutlaka suçluluk hissediyorum bir şekilde.
Üstelik ben diş konusunda hastayım. (hasta olmadığım konuları yazsam daha kısa sürer kesin...)
Çocukların dişlerini ilk fırçalamaya başladığımda henüz 4 aylıklardı. Hatta her yenidoğana da aldığım ilk hediyelerden biri diş macunu ve diş fırçasıdır. “Anne sütü alan çocuğun dişi mi fırçalanırmış canım” demeyin, ben yaptım. Alışsın, sevsin, bilinçaltlarına işlesin diye. Bu benim fikrim tabi... Siz doktorunuza danışın elbette.
Ama sakınılan göze çöp batar, diş gitmiş işte.
Yuh bana!
***
Dün küçücük aslan oğlum, nasıl da güzel söz dinleyerek yattı orada, iğnesini oldu, 1 saat boyunca put gibi durdu bilmiyorum. Koca insanların ödü patlıyor iğne dedin mi! Ama kuzucuk bir ara artık sanırım büyük adam pozundan yoruldu ve başladı uyuşuk olmasına rağmen avaz avaz ağlamaya. Acı filan hissetmiyor, ama ağlıyor.
Aslında çok da komik bir sahne.
Hani çizgi filmlerde çocuk küçük dilini sallaya sallaya ağlar ve göz yaşları fışkırır ya sağdan soldan, aynen öyleydi hali işte. Tabi insan gülemiyor ki ağzı uyuşmuş, geveleyen ve de gözlerini koca koca açarak ağlayan bebeğine!
Ablası da daha kardeşi ağlamadan: “Kesin canı acıyordur; ama ses çıkartmıyordur!” diyerek zaten ondan önce başlamıştı ağlamaya.
Artık biz, karı-koca, ne haldeydik sakın sormayın bana.
Şu diş bakımı çok önemli çok!
Bahane oldu da sizlere de hatırlatayım dedim.
Dişlerinizi fırçalayın, çocuklarınıza da diş fırçalamanın önemini anlatmaktan yılmayın. Bu konuda ödün filan vermeyin. Düzenli şekilde diş hekiminize görünün. Çocuklarınızı da bu fikre alıştırın. Amin.
(Bu yazının en önemli kısmı buydu, artık bundan sonra okumasanız da olur... J)
***
Zamanında okuduğum bir kitapta yazar; (kafam uçtu, ne adını ne yazarını hatırlamıyorum. Rezalet!) “90 yaşına gelmiş bir insan olarak, gençlere ne tavsiye edersiniz?” sorusuna, “Dişlerine çok iyi baksınlar!” demişti.
Haklıydı!
Aslında acı ama, iyi ders oldu bizimkilere de. Çünkü “Hadi dişler fırçalanmaya” deyince hepsinin yüzü bir karış. Sanki zehir iç diyoruz, hayret bir şey! (Sinirlerim bozuk Sevgili Okur. Bugün siz beni anlayışla karşılayın lütfen.)
Efendime söyleyeyim, nitekim dünden beri evde durum şu: tövbeler ediliyor bir daha asla diş fırçalamayı unutmayacaklarmış, fırçalamadan yatmayacaklarmış, biz hatırlatınca mırın kırın etmeden fırçalayacaklarmış, hatta diş ipi bile kullanacaklarmış!
A be çocuğum şunu anlamak için illa kanal tedavi mi olmak lazımmış?
Yonca
“şiş”
Paylaş