Paylaş
“Koş Yonca Koş – Dubai 2010” Videosu için bence kesin bu linki tıkla:
Fotoğraflar nerede diyorsan eğer, e onlar da burada:
(Arada derede not: Bugün aslında Kelebek yazı günüm. Bu yazının başlangıcı da orada. Yerim dar geldi, ondan buradan detaya giriyorum. Sizden ricam, lütfen Kelebek’teki köşeye de bir bakın ki, tam olsun. Anlayışınız için teşekkür ederim ayrıca J.)
Bundan iki sene önce eşim ve iki arkadaşı, koşma sevdasına tutulunca başladı sanırım her şey.
3 kafadar 10km koşmaya karar verip bizi de “Halk Koşusu” denen 4km lik koşuya yazdırmışlar. Ağzım kulaklarımda koştum o 4km’ yi. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapmış olmanın, sonuca varmış olmanın zevkini tarif etmem zor. Siz de yapın, anlayın beni. Başladığım bir şeyi yarım bırakmama hissini de; elime tutuşturulan o sembolik madalyayı da çok sevdim.
Sonra gıcığım ya, eşim 10km koşuyor da ben mi koşamam diye, bir dolu laf ettim. (Hırslı kadınım evet!)
Beni her zamanki gibi ciddiye alan ve bu huyuna da bazen sinir olduğum eşim, kalkıp beni geçen seneki “Standard Chartered Dubai Maratonu” nda 10km koşusuna yazdırmış iyi mi. “Al sana!” dedi yani J. “E madem yazdırmış, gideyim olmadı yürürüm ne olacak.” dedim. Yiğitliğe kaka sürdüreceğime, sürünürüm daha iyi. Sonrasını biliyorsunuz. Geçen sene o müthiş ortam ve Ipod shuffle’ımdaki müziklerin de verdiği gazla koşuverdim. Yazdım zaten size ince detay.
O yazı üzerine e-posta kutum resmen bombardımana uğradı.
Şoka girdim.
Alınmak yok, ben hiç biz tembel Türklerin bu kadar koşma meraklısı olduğunu bilmezdim. Meğer ne çok insanımız koşuyormuş. Atletizmle ilgilenenler, sporla ilgili dernekler teşekkür mesajları attılar bana. Hayatımda aldığım en anlamlı teşekkürlerdendi... Bir işe yaradığımı hissettim.
Ve işte o anda ayıldım.
Yahu neden ben bu işe baş koymuyorum?
Neden bu işi bize iyice tanıtmıyorum?
Neden spora katkı da bulunmayayım ki?
Millet ta buradan Berlin’ e gidiyor koşmaya, neden İstanbul Avrasya’ ya gelmesin, neden Antalya’ daki o anlatıla anlatıla bitirilemeyen koşuya daha çok insan akın etmesin?
Arkamda dev gibi Hürriyet.com.tr var ki!
Daha ben bu fikrimi anlatmaya başlarken hem Fatih Çekirge hem de Oğuz Güven hiç tereddüt etmeden; “Koş Yonca! Arkandayız...” dediler.
E kim tutar beni?
Kimse!
Tesadüfler birbirini kovaladı sonra. Bir film seyrettim (lanet olsun şu anda adını hatırlamıyorum); adamın biri eski karısına olan aşkını, ve bu hayatta başladığı bir işi bir kere olsun bitirebileceğini kanıtlamak pahasına 40km maraton koşuyordu. İnsanlar filmde kahkahalar atarken ben gülemedim. Bin tane fikir ürettim, hayallere hayaller ekledim. Sonra sağda solda bu “hevesimi” anlatmaya başlayınca öğrendim ki böyle bir “Maraton Turizmi” de varmış. Bir bilmeyen benmişim. Dünyanın en güzel şehirlerinde yılda bir kaç kere düzenlenen, uluslararası marka haline gelmiş koşular varmış. Berlin mesela. Prag mesela...
Yahu elalemi bırak Yonca dedim, İstanbul Avrasya Maratonu var kendi ülkemde ve kimse umursamıyor, yuh valla!
Yazıktır günahtır bize. Kıtalararası koşulan tek koşu koca dünyada. Dünyada TEK ve yılda sadece BİR kere. Hele bu sene, İstanbul Kültür Başkenti... E bundan güzel bir tanıtım, ortam olabilir mi mesela?...
Ahhh keşke birileri uyansa, ayılsa...
Atladım geldim İstanbul’ a Kasım ayında, koştum. Kamerayla da çektim. Hem de Pembe Güç Derneği ile meme kanserine duyarlılık yaratmak için, pembe peruklarla koşarak çektim. Köprüde halimle dalga geçenlerden utandım! Şaklabanlık dediler peruklara. Oysa dünyanın her yerinde böyle şeyler yapılıyor böyle organizasyonlarda. Bu bizim cehaletimiz. Esas ben gülerim bunu anlamayanlara. İnsanlar reklam için, duyarlılık yaratmak için, sevdikleri için, şirketlerinin tanıtımı için, bağış için koşuyorlar.
SPOR yapmanın şaklabanlığı olur mu?
Olmaz.
İşte o zaman köprü üzerinde gördüm Adım Adım oluşumu için koşanları. Katıldım ben de aralarına. Onlarla ilgili detaylar da burada: www.adimadim.org
Bu konuda daha detaylı bilgi de vereceğim. 7 Mart’ ta Antalya’ daki RUNTALYA 2010 yaklaştıkça göreceksiniz her türlü bilgiyi köşemde, burada.
Şimdi sıra,
Cuma 10km koştuğum Dubai koşusunda.
Yonca
“girizgah”
Dubai’ de 10km – 22 Ocak 2010, Cuma
Sabah 5’te kalktım. Hava karanlık. Ve soğuk! Yani soğuk dediğim 17 derece. Bizim buranın soğu da bu. Nemden dolayı serinimtrak bir soğuk oluyor işte.
Kahvaltı önemli. En sağlıklısından bir şeyler yedim. Karbonhidrat almak lazım. Enerji lazım enerji. Hele de benim gibi az uyku, çok hareket, uçuşlar, gece geç yatma, koşma koşma gel 10km koş gibi işler yapan düşük tansiyonlu bir yaratıksanız, iyice önemli.
Hürriyet.com.tr tişörtümü giydim gururla.
Bizim pazarlamada bir Tolunay Adalı var, resmen yoktan yarattı tişörtü ve bana uçağa yetiştirdi. Bu da bizim Hürriyet.com.tr ekibinin nasıl bir ekip olduğuna dair küçük bir örnektir bu arada. Çok lafa gerek yok, anında görüntü var.
Aldım elime Oğuz Güven’ in emanet ettiği flip kamerayı. Azimliyim ya, koşarken kamerayla çektim olan biteni.
Tek ümidim sizi de gaza getirmek.
Getireceğim de.
İnadım ne demiştim?
İnat! J
Henüz resmi sonuçlarımı bilmiyorum. Ama benim gördüğüm brüt 1 saat 18 dakika idi. Geçen seneden 1 dakika daha hızlı koştum. Bu yorgunluğa...
42.2km maraton koşan meşhuuur dünya rekortmeni Haile Gebrselassie yine birinci oldu. Ama 1 milyon doları, rekorunu yenileyemediği için alamadı. Adam rüzgar gibi. İnsan 42.2km nin son 400 metresine nasıl bu kadar hızlı koşarak girer benim amatör bedenim anlamıyor!
Öyle sardım ki olaya, adam hızla geçerken önümden benim gözlerimden yaş geldi. Bütün Etiyopyalı seyirciler çığlık çığlığaydı. Bayraklar, davullar, müzikler... Hakikaten görülesi bir manzara. Bu bizim Dubai ahalisi inanın işini biliyor.
Ve tesadüfler çok acayip diyorum ya size...öyle.
“Ölüyorum!” dediğim anda çok şükür finişe geldim. Koşuyu, koşuyu görüntülemeyi alnımın akıyla bitirdim.Ama hala o halde, ter içinde, titreyen bacaklarım ve nefessiz kalmış halimle etrafı hem çekiyorum, hem anlatıyorum kameraya derken...
Upuzun boylu,
Kocaman,
İncecik,
Sarışın,
Ayak bileği alçılı,
Orta yaşlı,
Çok hoş bir adam...
Eğildi kulağıma usulca...
Veee..
Yonca
“arkası yarına”
YONCA TOKBAŞ'IN KELEBEK YAZISI
Yonca 7 Mart’da Antalya RUNTALYA 2010 koşusunda
ADIM ADIM Oluşumu ile beraber 10km koşarak bağış toplayacak!
MEDYAPIM da ana sponsoru olarak yanında.
1 ÇOCUK DEĞİŞİR TÜRKİYE DEĞİŞİR (TEGV) kampanyası adına
Sizin sayenizde sadece 55TL’ ye koca bir sene boyunca 1 çocuk TEGV imkanlarından faydalansın.
Çok mu geldi 55TL?
1TL de uyar bana. 1TL için de koşarım 10km boyunca.
110 kisi 1TL yollasa, 2 çocuk kurtardık demektir.
Değmez mi buna?
Değer. 100km de koşarım icabında.
Haydi iş başına.
Yonca
“KoşarADIM”
Nasıl Bağış Yapabilirsiniz?
Bağışları aşağıda verdiğim ilgili hesap numaralarına E.F.T. veya havale yoluyla göndermek mümkün.
Bağış toplama işlemi, sivil toplum kuruluşuna doğrudan sporcuyu desteklemek üzere harekete geçen bağışçılar tarafından yapılabilir.
AAO, bağış toplama işleminde aracı konumda değildir. Sadece yapılan bağışların hangi sporcu adına yapıldığını STK ile işbirliği içerisinde kontrol etmektedir.
DİKKAT!
Bağış gönderilerinde aşağıdaki konulara dikkat edilmesi önemlidir:
* Gönderinin "Açıklama" kısmını lütfen boş bırakmayın.
* ADIM ADIM OLUŞUMU'nun kısa adını (AAO) ve AAO için desteklediğiniz gönüllü koşucunuzun yani benim, Yonca’ nın adının baş harfini (Y)ve soyadını (TOKBAŞ), bağışçının adını soyadını, yani kendi adınızı ve soyadınızı yazın.
EFT için Örnek açıklama:
AAO, YTOKBAS, KENDİ ADINIZ SOYADINIZ
Çünkü böylelikle;
- Benim adıma toplanan bağış miktarını
- TEGV için ADIM ADIM adına toplanan bağış miktarını takip etme imkanımız olacaktır.
TEGV ile ilgili sorularınız için Tolga Baloğlu, tolga.baloglu@adimadim.org
TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ BANKA HESAP NUMARALARI
BANKA ADI BANKA KODU ŞUBE ŞUBE KODU HESAP NO IBAN SWIFT KOD
YAPI KREDİ BANKASI(TL) 0067 HARBİYE ÖZEL BANKACILIK MERKEZİ 00391 7997892 TR890006701000000007997892 YAPITRIS
İŞBANKASI (USD) 0064 BEYLERBEYİ 1136 377337 TR510006400000111360377337 ISBKTRIS
İŞBANKASI (EURO) 0064 BEYLERBEYİ 1136 381861 TR260006400000111360381861 ISBKTRIS
VERGİ MUAFİYETİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİ:TEGV “Bakanlar Kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınan vakıf” statüsündedir.Bu statü ile TEGV'in bağış karşılığı düzenlediği makbuzlar; Gelir Vergisi Kanunu 89/4 maddesi gereği, Kurumlar Vergisi Kanunu 10/1 maddesi gereği, ilgili kanun maddelerinde belirtildiği şekilde, vergi matrahı tespitinde gelirden indirilir.Diğer deyişle, yapılan bağış, ödenecek vergiye esas olan matrahtan düşülebilmektedir. TEGV İLETİŞİM Arzu Özdemirci: (216) 492 32 32 (135)
Paylaş