Paylaş
Kitapın kapağı Maldivlerin mavisi. Metin ve fotoğraflar Alptekin Baloğlu’na aitmiş.
Kitabın ilk rastgele açtığım sayfasında bir sürü turuncu balık vardı. Tam balıkların ne kadar uyumlu yüzdüklerini düşünüyordum ki, gözüm sol sayfadaki metine kaydı: “Takım Ruhu” altında da “Sürüler” yazıyordu.
Evet evet, balıklara bakınca tam da gördüğüm buydu: Takım ruhu!
Acayip hoşuma gitti.
Doğaya bakarak hayatı anlamayı seviyorum çünkü. Ağaçlar, hayvanlarherrr şeyi anlatıyorlar görmesini, duymasını, dinlemesini bilene.
Kitabın sayfalarını daha dikkatli çevirmeye başlayacaktım ki içindeki mektubu farkettim.
“Herkesin bir değişikliğe ihtiyacı var”... diye başlıyordu mektup.
Mektubu yazan Ali Sabancı’ymış. Şaşırdım ilk önce. Sonra,“Niye şaşırıyorum ki?” dedim kendime.
Maldivlerin mavisinden kapağı olan, içinde Maldivlerdeki o insanın aklını başından alan ve bir sürü başka şeyi süper saçma kılan sualtı hayatına dair fotoğraflarla dolu bu kitabı eşime gönderen oymuş meğer.
Mektubu okudum.
Gülümsedim.
Kendime: “Afferin kızım be Yonca!” dedim.
Çünkü çok uzun zamandır sevdiklerime anlatmaya çalışıp da belki de onların “Ayol bizim Yoncaişte”si olduğum ve çok konuştuğum için sıkıcıolabilip anlatamadığım şeyi,Ali Sabancı şak diye anlatıyordu mektubunda.
En basitinden kardeşime verdiğim “Abla nasihatimin” özü vardı o mektupta. Kardeşime; “İş hayatında yükselmeye, kariyer yapmaya başladığın an, sakın işe güce dalıp en sevdiğin hobini unutma. Tam tersine onlara devem ettiğin sürece mutlu olursun, yoksa feci patlarsın. Gitarını çal ve kazılara git. Nefes al nefes!” dedimdi.
Nitekim Ali Sabancı ve 7 arkadaşı, 8 kafadar yani, birkaç senedir farklı sularda 1 hafta boyunca dalıyorlarmış. Bu seneki Maldivler dalışlarını da “Bir zamanlar Maldivler” adlı bu deniz mavisi kitapta toplamışlar.
(Şimdi bu yazdıklarım aranızdan bazılarında çok saçma bir tepkiye neden olacak. Tepkiyi ve nedenini ağzıma almayı bile çiğ buluyorum. Vallahi kimin ne düşündüğü aha şu kadarcık umurumda değil. O, o kişilerin kendi hayata bakış sorunu çünkü. Anlatmak istediğim şeye aynen kaldığım yerden devam ediyorum...)
Ali Sabancı’nınkitapla beraber yolladığı mektubunu burada paylaşmak için kendisinden izin almadım.
Ama bunu sorun yapacağını hiç sanmıyorum zaten.
Mektubu sizinle de paylaşmam gerek.
Hepimizin bir değişikliğe ihtiyacı var.
Ne olduğu, nasıl ve nerede olduğu önemli değil.
Hem de.
Yonca
“balık”
“Hepimizin bir değişikliğe ihtiyacı var!
Hayat kısa ve bazen de zor. Yoğun çalışıyoruz ve yoğun yaşıyoruz. Ben kendime bir “pencere” açtım.
Bu “pencere” suyun altında ve beni balıkların arka bahçesine götürüyor.
Son dört senedir suyun altını benim kadar seven yedi arkadaşım ile su altı dalış programı yapıyoruz....
Son iki senedir dalış maceramızı bir kitapta derliyoruz. Bu kitap son dalış maceramızı belgeliyor.
Sizin ile paylaşmak istedim...
Belki de bu kitapSizin de kendinize yeni bir “pencere” açmanıza vesile olur!
Saygı ve sevgilerim ile...
Ali Sabancı
Mayıs 2012”
Paylaş