Paylaş
Biz her şeyi hakediyoruz.
Dayağı, şiddeti, psikolojik baskıyı, tacizi, tecavüzü, öldürülmeyi, ezilmeyi, yüzüne tükürülmeyi, aşağılanmayı, rezil edilmeyi, hor görülmeyi... her şeyi!
Giyinsek suç, soyunsak suç.
Çalışsak yanlış, çalışmasak hata.
Aşktan zevk almak günah.
Beklentilerimizin, hayallerimizin olması hele, hâşâ!
Bir beynimizin olması hata.
Aklımızın çalışması daha daha da fena.
Kalemi varsa kadının, eli kalem tutuyorsa, zaten daha yazmaya başlamada bitti, kırarlar kalemini en kısa zamanda.
Dilimiz var ama, yutmamız mübah.
Konuştuk mu olur pabuç kadar mazallah, başımıza açar bela.
Saçın var gösteremezsin,
Mutlu olsan gülemezsin,
Tenin var hissedemezsin,
Dilin var tek kelam edemezsin.
Kadın mısın, kölesin.
Adam kafasına koymuşsa, sen ister örtün-kapan-görünmez ol, hatta zincir tak orana, onun aklı senin apış aranda. İlla namusunu arayacak orada. Namus dediğin iki bacağının arasında. Bakmaz başka tarafa.
Aklını kadınla bozmuş nasıl olsa.
Kadının dekoltesi olsa kaç yazar, ya da olmasa?
Nasıl olsa her daim hata kadında.
Çocuğun cinsiyetini belirleyen erkek, ama kadın erkek doğuramazsa, at sokağa.
Hakkını savunamaz bir kadın asla.
En güzeli bas bi damga namusuna,
Vur kahpeye,
Öldür kurtul yenisini al rahatla.
Dekolte mekolte bahane.
Adam aklını bozmuş kadınla.
“Dekolte giyene tecavüz sürpriz olmaz!” demiş ya utanmadan...
Ama suç onda değil. Değildir yani, olamaz.
Hangi ana doğurmuş bu adamı acaba?
Hangi ana yetiştirmiş bu adamı?
Hata kesin onda...
Yonca
“müstehcen şahıs”
Paylaş