Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Hayır demeyi bileceksin kardeşşş

Aslan parçası gibi güçlü kuvvetli görünmek pek güzel.

Haberin Devamı

“Ben hayır demesini bilirim” havasında olmak da çok güzel. Havalı olmak güzel de, ben gerçekte ne kadar “Hayır!” diyebilen insanlar olduğumuz konusunda şüpheliyim kardeşşş...
Biz, “Evet” delisiyiz bence. Hatta vur kafasına al lokmayıgillerden... Lokmayı da nereye çekerseniz çekin, hatta malum yerlere de çekin ki anlamı tam olsun. Daha çocukluktan kafamıza kakıla kakıla “hayır” dememeyi, her şeyi körükörüne kabullenmeyi öğreniyoruz çünkü. Kazara hayır dedin miydi, şraaak yersin tokadı ense köküne. El şakasından hoşlanmadığımızı bile söyleyemeyiz kimseciklere. Ayıp olur malum. Ayol oysa esas ayıp bana yahu, kime ne!
Ne çok çocuk nefret eder saçının okşanmasından, yanağından makas alınmasından ve hatta poposuna pata küte sevgi göstergesi niyetine vurulmasından ama, bir türlü söyleyemez işte. Amma da yanlış aslında buna izin vermek... Geçen gün markette 3 yaşlarında bir kız çocuğu başını okşayan birine cart diye “Yapma, sevmiyorum!” deyince ayıldım, üzerine de annesi: “Afferin kızım! Eğer sana dokunulmasından hoşlanmadıysan bunu söylemen çok iyi” diye onaylayınca kafamda şimşekler çaktı. “Al sana yazı konusu Yonca. Yaz bunu!” dedim. Yaz da kafamıza kazınsın iyice.
Çocuklara daha küçüklükten başlayarak hayır demeyi öğretmek lazım. ıcabında hayır demek, hayat kurtarır.
Anlatabildim değil mi kardeşşş?
Yonca“yenge”

şiddetle hayır!

Haberin Devamı

Taciz olaylarının midemizi bu kadar bulandırdığı bir dönemde hele, bilmem hayır diyebilmenin önemini size ince detay vermeden anlatabiliyor muyum? ınsan elalemin içinde cesaret naraları atarken, şiddete maruz kaldı mı bırakın hayır demeyi, korkudan ölmeye de razı oluyor. Siniyor, susuyor.
Ne feci bir yara bu!
ış dayak atan, taciz eden kocaya, babaya, abiye, konu komşu, arkadaş ve hatta sevgiliye “Hayır!” demeye gelince tıssss, insanın çıtı çıkmıyor. Çıkamıyor. Acayip korktuğum bir olaydır bu; yani korkudan sinmek ve susmak; sustuğun için de en sonunda öldürülmek, ölmek. ınsanın içine korku ve sindirme tohumları bebelikten ekildi mi bir kere, üzerine de körükörüne itaat dersi verildi mi hap niyetine, korku zincirini kırmak çok zor işte.
O yüzden, kesin çocuğuna hayır deme hakkını çatır çatır kullandırtacaksın. “Aşk uğruna dayak yenmez evladım” diyeceksin. “Zorla, tehditle bir adamın yatağına girilmez!” diyeceksin. “şiddetin hiçbir türünü, hiçbir şey uğruna kabul etme sakın, olan sana olur!” diyeceksin. “Sakın sinme, susma, korkma, başına ne gelirse gelsin gel anlat bana, yanında olacağım!” diyeceksin.
Bilmiyorum işe yarar mı veya ne kadar yarar ama, en azından “Hayır demeyi öğretmeyi denedim, bir yerden başladım...” dersin icabında.
Yonca
“hayır-ola”

Susarsan ölürsün!

Haberin Devamı

şiddet bir tek bizim derdimiz değil. Elin Amerikalısı da dayak yiyor, Fransızı da. Güzeli de çirkini de, eğitimlisi de eğitimsizi de... Hem şiddet dediğin illa dayak demek de değil bakın. Önemli olan şiddetin her şekline, her yerde, her zaman karşı çıkmak; bu konuda susmamak. Bu işin dini, dili, ırkı mırkı da yok hem. Adam manyaksa her yerde manyak. Durup dururken gelmedim tabii bu konuya. Paris’te metroda gençleri uyarmaya yönelik çok güzel bir afiş görünce yazmaya karar verip hemen fotoğrafını çektim.
Afiş çok sade ama insanın kafasına kötü gerçeği dan dan vuruyor.
“Sen susarsan, şiddet seni susturur, ölürsün” demişler gayet net ve açıkça!
Yani neymiş?
Susmayacakmışız şiddet karşısında. Susarsak çok geç olacakmış.
Nokta.
Yonca “susturMA”

Yazarın Tüm Yazıları