Paylaş
Yurtdışında yaşayan vatandaşlar olarak, 30-31 Mayıs günlerinde oylarımızı verdik.
Bunlardan biri de bendim.
Yıllardır oy verebilmek için ya seçim günü için uçtum memlekete geldim, ya da havaalanında oyumu kullandım.
Oy vermediğim tek bir sefer olmadı.
Bu sefer, ilk defa Konsolosluğumuzda oy verdim.
Ne yalan söyleyeyim, her seçim ertesi çok isyan ettim.
Yazdım da açık açık.
Sırf durumu kurtarmak için “düşünerek mantıklı olana” oy vermek yerine, inandığım, kendimi yakın hissettiğim; bu ülkeye, demokrasiye, eşitliklere, barışa, doğaya, engellilere, hak ve adalete, kadınların içinde bulunduğu “yok sayılmaya” karşı dik durup harbiden hizmet edecek bir partiye, insanlara oy vermek istedim.
Gördüğüm söylem/eylem örtüşmezliklerinin yarattığı hayal kırıklıkları; o partinin çatısı altında esas çalışanların bir türlü hak ettiği yerlere, o yeri işgal eden kemikleşmiş boş gezenin boş kalfası yüzünden gelememiş olması gibi vesairesel nedenlerden dolayı verdiğim oya acıdığım, duruma sinirlendiğim çok oldu.
Hep öyle oldu daha da açıkçası.
İsyan, kırgınlık, kızgınlık gibi türlü duygulara kapılmış olsam da, oyumu her seferinde, inandığım değerlere uygun olarak verdim.
Seçme ve oy verme hakkımı kullanmak da benim için önemli bir değer.
Görüşümü, fikrimi, istediğimi demokratik hakkımı kullanarak anlatmak önemli benim için.
O yüzden seçime çok az kala, dilerim, herkes sorumluluklarının yeterince farkında olarak bahanelerle kendini kandırarak oy vermemezlik etmez, oyunu verir.
Keza her seferinde oy vermeyenlerin sorumsuzlukları da bir başka bedel ödetiyor hepimize.
Yetmiyor yetmiyor yetmiyor
Kaç seçimdir görüyoruz ki, oy vermek de yetmez oldu.
Oylarımızın doğru sayılması, ve güvenliği de artık ciddi ve gerçek bir sorun.
O yüzden “Oy ve Ötesi” http://oyveotesi.org/ bu olmayan güven ortamı içinde, müthiş bir sivil çıkış oldu. Tüm müşahitlere sonsuz teşekkür!
Gurbetin Oyları’nı da, tam oy vermemiz için başlayacak yasal zamandan birkaç gün önce arkadaşımız Ebru’dan Dubai’de yaşayan biz kadınların yazışma grubuna attığı e-posta ile öğrendim.
Nasıl ki, “Oy ve Ötesi” yurt içinde görevli gönüllü müşahitlerle çalışıyor, Gurbetin Oyları da yurtdışındaki oylar için aynı mantıkla gönüllü çabalıyor. Web sitelerine buradan bakabilirsiniz.
http://gurbetinoylari.com/
Ebru bizim kadın grubuna: “Gurbetin Oyları” olarak gönüllü müşahitlere ihtiyacımız var..” der demez, yarım saatten kısa sürede tüm gönüllü ihtiyacı hem Dubai, hem de Abu Dhabi için tamamdı.
Konsolosluğumuzda verdiğim oy, en sorunsuz oydu.
5 dakikamı almadı.
Dubai Başkonsolosluğu titiz, güler yüzlü bir şekilde, tek bir sorun yaşanmadan oylamayı alnının akıyla başladığı gibi bitirdi.
Oylama ardından, “Gurbetin Oyları” oluşumu ile bizi tanıştıran Ebru arkadaşımızdan ve müşahit arkadaşımız Balkız’dan hepimize bir durum değerlendirmesi geldi.
Sizlerle o bilgileri de paylaşmak isterim.
Aynen alıntılıyorum:
“Her şey dört dörtlük organize edilmişti. Biz müşahitler, daha sormadan her konuda bize bilgi verildi. Konsolosluk yetkilileri tüm işlemleri bizim şahitliğimizde yaptılar. Gün sonu tutanakları da, daha biz istemeden hazırlanıp bize teslim edildi.
Tek bir tane şikayet dilekçesi yazmamıza gerek ve neden olmadı.
Tüm T.C. Dubai Konsolosluğu çalışanlarına teşekkür ederiz.
Dubai'de 3077 kayıtlı seçmenden toplam 1302 kişi oy kullandı.
Bu da %42 katılım demek.
Abu Dhabi' de de 914 kayıtlı seçmenden toplam 385 kişi oy kullandı.
Yine oran %42.
Ayrıca, düne kadar gümruk kapılarında da Dubai’ye kayıtlı 246 kişi daha oy kullanmış. Her ne kadar yurtdışı oylaması 31 Mayıs itibariyle kapandıysa da, Gümrük kapılarında oy kullanma hakkımız 7 Haziran’a kadar geçerli.
Seyahat edenler, hala oy verebilir.”
Gurbetteki oylara da aynı titizlikle sahip çıkan tüm gönüllülere teşekkürler.
2 seçimdir, ilk defa, en önemli değerlerimiz adına, demokrasi adına, bir şeylerin düzeltilmesi adına ciddiyetle çabalayan, stratejiler oturtan, düşünen insanların varlığını çok daha iyi ve yakından hissediyoruz.
Ne yalan söyleyeyim. Henüz, dünden bugüne, seçim sonuçlarıyla ilgili bir mucize beklemiyorum. Bu biraz kendini kandırmak gibi geliyor bana ve ben artık kendimizi kandırmak noktasından uzak, gerçekçi, azimli, uzun soluklu bir yolda ilerlediğimizi bilerek, hatalardan öğrenerek devam edelim istiyorum.
Benim için, bu sivil oluşumlara böylesi sahip çıkılması bile, ciddi yol almışlık, aktivistlik, elini taşın altına koyup iyileştirme için çalışmak demek olduğundan, 8 Haziran sonuçları ne olursa olsun, gelecekten umutluyum.
Bir şeyler değişmeye, insanlar uyanıp harekete geçti mi, sahiplenme sivil hareket olarak başladı mı, durduramaz hiç kimse.
Yonca
“seçmen”
Paylaş