Gönül yorgunluğu

Öyle fena ki bu gönül yorgunluğu!

Haberin Devamı

Beden yorgunluğu hiçbir şey ifade etmiyor onun yanında.

 

Bedeni yorgunmuş vız gelir insana, eğer gönlü dinlenik ve sağlamsa.

 

Ama eğer varsa gönüllerde arıza, insan başlıyor yavaşlamaya, hayatı “Çekilmez bu!” diyerek yaşamaya,

 

Sorgulamaya,

 

Kafasını yan yatırıp boynu eğik derin derin nefes almaya,

 

“Yorgunum ben..” diye hayıflanmaya...

 

Gönül yorgunluğu insanı perişan ediyor.

 

Haberin Devamı

Bütün gücünü elinden alıyor.

 

Çalışamaz oluyorsun.

 

Oturamaz oluyorsun.

 

Uzun süre kendine gelemiyorsun.

 

Tam toparlarım derken, kendi kendine gaz verirken bir de, kazara vurgun yiyip mayına basarsan hele, daha da beter oluyorsun.

 

Hastalıklar, iş stresleri, annelik, kadınlık, eşlik yanında ucu bucağı kaçık hızda ilerleyen gündem maddelerinin içinde ruh yıpratıyorsun.

 

O kadar çok insan hikayesi duyuyorum ki etrafımda; hasta olmuş, acilen ameliyata alınmış, kimisi için çok şükür ümit varmış, kimisi için ise malesef çok geç kalınmışmış, umalım da canı çok yanmasınmış...

 

Derken bir bakıyorum bütün konuşmalarımız olmuş “buna da çok şükürler, Allah beterinden korusunlar” ya da “denecek birşey yok ne yapalımlar, olan olmuşlar”...

 

Bunlar yetmezmiş gibi, her an bir başka kötü haber geliyor, bitmek bilmeyen kötü haberler sürekli güncelleniyor, son dakikanın üzerine son dakika veriliyor; “Ne bitmez tükenmez son dakikaymış be kardeşim!” diyorum her defasında...

Haberin Devamı

 

Dehşete düşüyorum, kahroluyorum şu ekran karşısında.

 

Bir son dakikadan öbür son dakikaya geçmiyor 1 dakika, anında patlıyor yeni bir bomba!

 

Utanıyorum, kırılıyorum, kalbimden vurulmuşa dönüyorum okuduklarım ve duyduklarım karşısında.

 

Güvendiğim, övündüğüm, onur duyduğum değerleriyle ait olduğum memleketimin yaşadığı bitmek bilmeyen o son dakika hiç kıyak geçip de, vermiyor iyi bir tek haber bana.

 

Bedenler yorgun değil inanın, gönüller yorgun gün sonunda.

 

Ondandır bu soluk benizli de olsa içten içe haykırışım...

 

Sen yine de yılma gönlüm, yorulma.

 

Ha gayret kalk ayağa.

 

Yonca

“Argın”

ama

“Çabadar”

 

(Bu yazı 25 Mayıs 2007 tarihinde bu köşede yayınlanmıştı. Bugün yani yaklaşık 2 yıl sonra durum aynı. Yonca “kaydı”)

Haberin Devamı

 

Yazarın Tüm Yazıları