Paylaş
Küçücük bir çocuğun işkence görerek yaşadığını bilip de hiçbir şey yapamamış, aciz bir toplumuz işte.
Komşu, aile, polis, devlet hiçbiri ne sahip çıkabilmiş, ne koruyabilmiş, ne de kurtarabilmiş küçücük çocuğu. Korumasız, savunmasız, masum küçücük çocuğu paramparça edene kadar iki manyak, hiçbir şey yapamamışız işte.
İş işten geçti şimdi, yazmaya bile utanıyorum. Hepimiz yazsak kaç yazar?
Bitti. Fırat öldü. Parçaları kaldı geriye.
Haberi okumaya, fotoğrafa bakmaya bile dayanamıyoruz… İş işten geçtikten sonra biz o habere dayanamıyoruz, çocuk bunu yaşarken nasıl dayandı hiç düşündünüz mü bir kere?
Nasıl dayandı bunca zaman gördüğü bu işkenceye, bu zulüm ve sevgisizliğe?
Yaşasaydı nasıl bir büyük insan olacaktı peki?
Büyük ihtimalle her türlü dişiden nefret edecekti. Ben de olsam ben de nefret eder, gördüğüm her dişiyi yeryüzünden silmek isterdim büyük ihtimalle.
Okula gideceğine işe gitmek zorunda bırakılmış, aç bırakılmış; dayak yemiş yemek yemek yerine. Sevgi göreceğine, bağra basılıp kafası okşanacağına itilmiş kakılmış yumruk tekme yemiş işkence görmüş.
O kadar utanıyorum ki...
Nasıl olur da biz bu çocuğu koruyamayız, nasıl ona sahip çıkamayız, nasıl olur da onu göz göre göre ölüme terk ederiz aklım sırrım almadı, almıyor.
Konu komşu babayı suçluyor, baba üvey anneyi, onlar çocuğu... sorun oluyormuş küçük Fırat evde...
Hiçbirimiz ayağa kalkıp da suçu kendimizde görecek kadar da cesur olamıyoruz ki, çocuğu koruyacak kadar cesur olmuş olalım iş işten geçmeden önce.
Temel sorunumuz bu. Korkaklık. İş takipsizliği, eğitimsizlik, sinmişlik. Sözümona çok güçlüyüz. Ha ha ha ha, ayıptır söylemesi bi tarafımla gülesim geliyor. Bir kişi tutup elinden bırakmamazlık edememiş. Dikilip o manyakların karşısına duvar gibi set olamamış işte...Ben olabilir miydim diye düşündüm... iğrenç ama kendimden bile emin olamadım iyi mi! Kim bilir, belki ben de korkardım...Ya da birileri tarafından “Canım sen karışma...” filan diye durdurulabilirdim herhalde...
Biz çocuklarımıza sahip çıkıp sevip saymadıkça, onları korumadıkça, onları sokağa, cinayete, hırsızlığa, ölüme terk ettikçe...
Yanlışı düzeltmeyip elimizi taşın altına sokmadığımız sürece de her daim suçlu olacağız. Siz, ben, biz, konu komşu, aile, devlet, millet, herkes ve hepimiz.
Cezamız da baki her seferinde.
Müebbet vicdani hapis bile bize az bence.
Yonca
“.”
Paylaş