Evim yandı...

Alt tarafı bir minik kibrit çöpü kendisi!

“Ummadık taş baş yarar” misali, kendi küçük; ama büyüktür marifeti.

Haberin Devamı

Küçük deyip geçmemeli, hiç birşeyi küçümsememeli.

 

GEÇ olmaz inşallah da anlarız...

 

Umarım yani...

 

Neden hep GEÇ olur biz anlayınca?

 

Geç kalınca, tabi GÜÇ olur toparlaması da!

 

Galiba bu BİZ olmanın bir hastalığı:

 

GEÇ anlamak!

 

ve

 

Güçlüklerden kaçmak!

 

Haberin Devamı

GEÇ olunca da, şimdi daha da GÜÇ olacak diye ağlamak!

 

Kısır döngüye hapsolmak.

 

Bence tembelliğin ta kendisidir “Geç olsun, Güç olmasın” diye saçmalamak.

 

“Güç olsun, uğraşılsın, kafa yorulsun, anlamak için çaba olsun da yeter ki GEÇ olmasın” denmesi lazım gelmez mi eğer akıllıysak?

 

Anlamak için illa kendi başımıza mı gelmesi lazım?

 

İlla evimizde yangın mı çıkması lazım, YANGIN neye mal olur anlamak için? Bir tarafımız mı yanmalı “CANIM acıdı” ne demektir bilmek için.

 

Keşke böyle olmasa.

 

Keşke yaşayarak anlaşılmasa...

 

Keşke GEÇ olmasa.

 

Keşke “canımız yanmadan”, yakılmadan olaya el atsak.

 

GÜÇ olanı başarsak.

 

KORUSAK!

 

SAHİP ÇIKSAK!

Haberin Devamı

 

Elimiz yanınca “Yanan el benimdir” dediğimiz gibi, o BİR TEK ağaç 10 parmağımızdan biriymiş gibi, BİR tanesi giderse dengemiz bozulurmuş gibi davransak!

 

O da “canlı”dır, hele bir farkına varsak.

 

Yoksa, bağrımız, her sene cayır cayır yanıp kül olacak, güç olur diye ağacı korumak için uğraşmazsak.

 

Çabalamazsak.

 

Bir anlık rahatımız, eğlencemiz, geleceğimizden daha önemliymiş gibi davranırsak, korkarım...

 

Acele işimize hep Şeytan karışacak...

 

Ormanlarımız her sene yanıp kül olacak.

 

Her şey bitip, geriye sadece küller kalınca:

 

“Burası eskiden GÖKova idi, şimdi "KÜLova" deyip,

 

Bir daha ki sefere küllerin bile olamayacak olduğu hiçlik için üzülmek yerine, geç olmadan kolları sıvasak!  

Haberin Devamı

 

Ne olur,

 

GEÇ OLMASIN, GÜÇ OLSUN!

 

Yoksa esas,

 

“GeçMİŞ olsun” demek çok koyacak.

 

Yonca

“Koru-cu”

 

Tarihçeli Dip Not: Bu yazının uzun halini ilk, 1996’ da yazmıştım. Marmaris yangını zamanı. Sonra ikinci kez, geçen sene yazdım, Gökova yangını zamanı. Bugün sözde kısalltım, yine yazıyorum, YİNE, çamlarımız, hayvanlarımız, CANIMIZ yandı, kül oldu, bitti. İçimden ağlamak geliyor; ama gözümde yaş bitti.

 

Tek amacım var; dikebileceğim kadar çok ağaç dikicem. Çok konuşup boş konuşan: “Memleket gözgöre göre çöl oldu” diyenler ile aynı toprağa, ben kendi adıma gözüm arkada gitmeyecem!

 

Önerili dip not: Bir sürü saçma sapan çul çaput hediye alıp veriyoruz birbirimize. Bir dikili ağacımız olsa fena mı olur düşünsenize: 1 adet MEŞE 3 YTL.

Haberin Devamı

 

Bir marka çanta veya saat eder en az 100 meşe...

 

Çantayı alabilen, alamayan adına da sevap eyleyip, yılda 1 kere 100 meşe dikiverse... Hesabı siz yapın benim yerime.

 

“Hoşa gitmeyecek ama olsun” diyen dip not: Toprak İTHAL etmek zorunda olan, çünkü aslı çöl olan bir takım inançlı ülkelerde: “Yerine yenisini dikicem söz” diye yeminli yazı getirseniz bile, tek bir ağaç kesemez, keserseniz büyük ceza ödersiniz.

 

Çünkü ağaç kesmek HARAMdır, bilesiniz.

 

Bu durumda, bizim memlekette bu kadar çok “inançlı haramcı” varken, küresel ısınmayı atlatan, “öbür tarafta” oldukça “ateşli” karşılanacak. Vakit çok geç olmadan, SİZ bari önlem alın isterseniz.

Haberin Devamı

 

Yazarın Tüm Yazıları