Paylaş
Ben mesela, o kadar çok zatürre oldum ki, uzmanı gibiyim. İşin doktorluk kısmı ayrı, hasta kısmı ayrı. Çeken birisi olarak ne yapmak lazım kısmında sıkı tecrübe aktarabilirim. Göz korkutabilirim. ‘Şunu yap, çok iyi geliyor, bunu asla yapma. Doktoru iyi dinle!’ diyebilirim.
Dün bir yazı yazdım ya kızımın çektiği acılar üzerine; “Nedir bu topuk dikeni?” diye... Meğer işin ilacını Erman Toroğlu daha önce yazmışmış, ben okumamışım. Nasıl güzel geldi o yazı, nasıl bizi rahatlattı anlatamam size. Meğer ne çok insan bu acıyı çekmiş, ne çok insan Erman Toroğlu sayesinde acısını gidermiş... Bilmiyorum kendisinin haberi var mı; ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; eğer yakın gelecekte tıp literatüründe topuk dikeni tedevisinde ‘Toroğlu yöntemi’ diye bir şey geçerse, hiç şaşmayacağım.
E çünkü o da çok çekmiş topuk dikeni ağrısından. Gitmediği doktor, uygulamadığı tedavi kalmamış. Berbat bir acı çünkü. Çocuğum gözümün önünde böğüre böğüre ağladı saatlerce bu acı yüzünden.
Neyse diyeceğim o ki dün yaşadığım aslında müthiş bir iletişim mucizesiydi.
Önce twitter’dan geldi tedavi önerileri, sonra facebook’dan, en son da e-posta kutuma düştüler bir bir. Sabaha kadar uyumadığımız için de şaştık kaldık kızımla bu güzel duruma.
Erman Toroğlu’ nun yazısından da sizlerin sayesinde haberim oldu zaten. (ay bunu daha önce demiş miydim hiç hatırlamıyorum, yorgunum affola!)
Eğer sizin de böyle bir sorununuz varsa, veya bundan çeken bir tanıdığınız varsa rahatlıkla tavsiye edebilirsiniz.
Meşhur tedavinin anlatıldığı link burada:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11387632.asp
Ayrıca...
Dün benim en son keşfim olan ilginç doktora da gittik tabi. Bu garip adama acayip takığım bu ara. Akupunkturcu kendisi. Ama benim geçmek bilmeyen tüm sorunlarıma çare buldu. Ne tansiyonum deli gibi düşüyor eskisi gibi, ne kalbim tekliyor, ne karaciğer, ne de böbrek sorun çıkarmıyor. Hepsini geçtim, adam ne yaptı bana bilinmez, depresyona giremez oldum. Oysa pek severim girip çıkmamayı... ?
Adam kıvranan kızımın topuğunu kontrol etti. Acısını gördü... Sinirlerde bası var gibi bir şey dedi, ‘Hallederiz’ dedi. Zaten öyle sakin ki, biz de uyuştuk yanında sanki. (çok uykumuz da gelmiş olabilir kestiremiyorum tabi..)
Sonra doğal lazer uyguladı. (‘O ne ya?’ diye sormayın bilmiyorum. Kırmızı bir ışık var ama bildiğim lazerlere de benzetemedim.) Bir krem verdi, ve çok ağrırsa kimyasal içermesine rağmen voltaren tavsiye etti. En son olarak da kızımın kulağındaki topuğuna bağlı olan sinirlere giden noktalara altın kaplı akupunktur topçukları yerleştirdi. 2 adet.
Bu kadar.
Ha bir de ‘Azıcık dinlensin lütfen...’ dedi...
Tabi bu anlattıklarım kesin sizi gerdi. Ay germesin çünkü adam komik gibi dursa da gayet ciddi, insanı iyi ediyor işte. Ben de böyle bir kadın oldum son dönemde...
Merakımı yenemeyip ‘Erman Toroğlu tedavisi’nden de bahsettim tabi.
‘Müthiş bir tedavi, hemen uygula. Balın iyi gelmeyeceği hastalık yoktur. Harika bir doğal ilaç. Viks gözenekleri açacak, bal adeleleri gevşetecek, sıcak su dolaşımı hızlandıracak ve eminim topuktaki ağrıya çok iyi gelecek. Zaten hiç işe yaramayacaksa da, asla zararı da olmaz. Yapın mutlaka.’ Dedi.
Ama ben zaten kafaya koymuştum, o demese de uygulayacaktım.
Eve geldik. Erman Toroğlu ne yazmışsa aynen yaptık.
Hala topuğunun üzerine basamıyor; ama can hıraş ağlama kalmadı. Üstelik dokunabiliyoruz de artık ayağına. Okula göndermiyoruz ama. Dinlensin azıcık...
Bir de bu topuk dikeninden çok çeken herkesin önerdiği gibi silikon taban desteği de aldık. Ayakkabısının içine yerleştirdik. Ayrıca giyilen ayakkabının rahatlığı ve kalitesi de çok önemliymiş. Bunu da bir kenara yazdık.
Merak edenler için işte durumumuz bu merkezde.
Ben bu satırları gecenin bir köründe yazarken sizlere;
Kızım uyuyor mışıl mışıl babasının göğsünde...
Bakmaya doyamadım ikisine de...
Huzur çöktü üzerime...
Kafiye coştu birden iyice...
Ha bir de...
İlginiz gözlerimizi doldurdu.
‘Ne güzel insanlarla çevrili etrafım, amma şanslı insanım ben’ dedim durdum.
Sırtım asla gelmez yere.
Yürekten teşekkürlerimle.
Yonca
‘yaralıkuş’
Paylaş