Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adına dair

İğrenciz.

Haberin Devamı

Şu ana kadar Ekmeleddin İhsanoğlu’na dair ne okuduysam, neye denk geldiysem mutlaka içinde adına dair “alaycı” bir iğrenç gönderme var.
Adını söyleyemediğimiz için adayın adaylığına takıldık şimdi de öyle mi yani?
Bu ülkede adı Yosma olan kadın var.
Adı Rahim olan hem erkek hem kadın var.
Adı Portakal olan var.
Adı Döndü olan, soyadı Kazma, Memeli, Sokar olan var.
Soyadı Kuku olan var mesela. Vajina gibi kuku, evet.
Şu ana kadar Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir, özellikleri nedir filan hayli arka planda kalmış durumda.
Daha doğrusu okuduklarımdan bana geçen his ve algı bu.
Çünkü;
Bir kere bir yazının o adıyla “alay” edilen kısmına geldim mi, ister istemez sinirlendiğim için işin özünü kaçırıyorum. Kayboluyorum öfkem içinde.
Sözüm ona sosyal medya ve medya orucundayım bir de! Sen kaçsan da bir yerden sızıyor yazılar, paylaşımlar, haberler ve ister istemez içindesin işin.
Hele de söz konusu bu kadar hassas bir seçimse zaten takip etmemek ne mümkün...

Haberin Devamı

Bir insanı, adından dolayı yargılamak, eleştirmek çok acayip geldi bana.
Ben, adımı çok seven biriyim. Her şeyim adımla ilintili hayatımda.
Şansım adım.
Birden kendimi “Ekmeleddin” yerine koydum ve yerimde duramadım. Mideme kramplar girdi. Kabus oldu sağım solum.
Anam babam bana bir isim vermiş, bedeline bak! Hem de bunca yıl sonra, onurlu bir görev için aday gösterilmişim ve yapar mıyım yapamaz mıyım meselesi değil de, adımın acayipliği gündem olmuş milletin gözünde.
Adım alay konusu olduktan sonra Einstein olsam, Dünyayı kurtaran adam olacak olsam kaç yazar ki!
Burası ne acayip bir ülke.
Eski işimde çalışırken yüz çeşit milletten insanla çalıştım. Ne ilginç isimler vardı. O millet için şahane bir isim, ama Türkçesi çok komik ya da söylenemeyecek kadar “ayıp”.
Sıkıysa gül!
İhtarı yersin, tacize girer çünkü.
Aklıma şunlar da geldi; ilkokulda adı Murat olan arkadaşımızla sürekli “Murat 124 müsün, 131 mi?” diye dalga geçilirdi. Benim soyadım Köseoğlu ve bir arkadaşım “senin baban otobüsçü mü?” dediği için artık nesi ağırıma gittiyse yumruk atmıştım da annesi de bana geçirmişti tokadı.
Sonra Fransız okulunda bir ara adı Mert olan bir çocukla da Fransızca da “merde” yani “bok” kelimesini çağrıştırıyor diye dalga geçildiğini anımsadım.
Adım Yonca olduğu için, bana “sen bağda bahçede ucuza bitersin, inekler yemeyi çok sever…” diyen Dershanedeki Coğrafyacıyı ise hala unutamadım.
Geleneğimizde var sanki aşağılayıcı, kırıcı olmak.
Baksanıza kocaman insanlar olduk ama, Ekmeleddin İhsanoğlu’na adı üzerinden yapılan bir çeşit ergen dönemi akran zorbalığı bence.
Ha kendisi hayallerimin adayı mı?
Değil.
Ama adından dolayı değil. Adı Çatal da olabilirdi benim için hiç farketmezdi.
Ben çok uzun zamandır Cumhurbaşkanımız kadın olsun istiyorum.
Kimi önerirlerse önersin, içimden geçen bu.
Ben,
Cumhurbaşkanı, Müdür, Başbakan, CEO, Sütçü, Manav görev her neyse ne, yapanın ismine değil, haline, tavrına, hukukuna, eğitimine, vizyonuna ve yüreğine bakıyorum.
Cesur, adil, barışçıl, sporcu, çevreci, doğalcı, çalışkan insanları adları veya sıfatlarıyla yargılayacak değil; yaptıklarıyla ve duruşuyla sevecek, kucaklayacak birini istiyorum ülkemin başında.

Haberin Devamı

Duygu Asena “Kadının adı yok” yazmıştı oysa ve o adsız kadın hepimizin kahramanı hala.
Adsız bir kahraman istiyorum...
Cumhur aşkı adına.

Yonca
“anonim”

Yazarın Tüm Yazıları