Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Ekmeğini taştan çıkaran cin gibi kadın

Hiçbir güçlüğe takılmayıp her atılan çelmeden dizleri yaralı da olsa, ayağa gülümseyerek kalkmayı bilen tanıdığım bir kadın var.

Haberin Devamı

Damla var. Damla, biyolojik olarak tek çocuk olsa da, ben ve kardeşimle büyüdüğü için hiçbir zaman tek çocuk olamadı. Zaten o tek kişi olsa da, çok oyunculu bir tiyatro gibidir aslında. Size bu afacan kadını anlatmam şart mutlaka...

Dünyanın en akla gelmedik şakalarını cesurca yapabilen, gayet rahat bir tip gibi dursa da, içinde bir çeşit “Mihriban” barındırır bu Damla. Umursamaz gibi durur, aşka tapar mesela. Öyle dobradır ki, insan bir hoş olur gerçekleri çatır çatır yüzüne şakadanak vurduğunda. Hep güldürür. Hiç canı sıkılmazmış gibi gelir insana. O yüzden kazara bir damla yaş aktı mı gözünden, kimse dayanamaz bakmaya. Birkaç taklit vardır yaptığı, en baba stand-up’çıyı bile orta yerinden çatlatır mesela...

İnsan nasıl bu kadar tezat şeyleri aynı bünyede büyütür bilinmez ama, o bunu başarır. ınsanı kızdırır, anında gönlünü alır. ınsanı ağlatır, anında kahkaha attırır. ınsanı çatlatır, anında bombayı patlatır. Aklına koydu mu, yapmayacağı şey yoktur. Yoktur! Tatsız mıyım, açarım bir telefon ona, “Desene bana bişey!” derim, tek kelime eder, gülmekten altıma ederim her defasında.

Yonca
“çişli”

Haberin Devamı

Neydik ne olduk

Damla aslında Bilkent Ekonomi’yi bitirdi. Ama o da bizden biri. Hiçbirimiz okuduğumuz işi yapamadık ya bir türlü hani; okulunu okuyamadığımız konularda başarılıyız ya şimdi... ışte Damla da yıllarca bize neden ekonomi okuması gerektiğinin nutuklarını atarken, şimdi yaptığı şeyi yapacağını mesela, hiç ama hiç aklımıza getirmemişti. Eminim kendi de hiç düşünmemişti.

Anneannesi -ki kendisi benim Beyhan Teyzemdi- bu dünyanın en güzel kadınlarından biriydi, Rita Hayworth ve Greta Garbo’yla sanki kardeşti. ışte ailemizdeki tüm kadınların kıyafetlerinin bizzat yaratıcısı Beyhan Teyzem’in tüm yeteneği, meğer torunu Damla’nın genlerine işlemişti. ılginçtir kuzen Damla’nın hikayesi...
Kafa nasıl çalıştırılır, nasıl fikir üretilip hayata geçirilir, nasıl cinlik yapılır anlatayım dinleyin de, ekmek taştan çıkarılır mı çıkarılmaz mı görün hele. O yüzden diyorum buradan bas bas usanmadan; güvenin kendinize, aklınıza, fikrinize diye. ıstersen hayatta bir şeyi yapmak, korsun aklına kardeşim, tutamaz seni hiç kimse! Demedim deme.

Yonca
“inatçı”

Haberin Devamı

Vur ellerinle popona

Damla okulda son sene bir bakıyor millet mezuniyet kıyafetiyle kafayı bozmuş. Bizimki “Yahu bu işe bir el atsam mı ki?” diyerek, kalkıp elindeki son kuruş harçlıkla gazeteye “Terzi aranıyor” diye ilan veriyor. Vallahi veriyor billahi veriyor. Tabii bu arada ne ben, ne de ailedeki bir Allah’ın kulu bundan haberdar ediliyor.

Bizim çılgın, ilana başvuru yapan terzilerin kabiliyetlerini anlamak için de kendine bir dolu mezuniyet kıyafeti diktiriyor. ışi en iyi çıkaran terziye “Çak dostum!” deyip hazırlayıp fotokopilediği küçük ilanları orta okul, lise, üniversite artık aklınıza ne kadar okul gelirse kapı kapı dağıtıyor güzelce. Arayıp “Gelmek istiyoruz kıyafet diktirmeye!” diyene, “Ay rica ederim, siz sakın zahmet etmeyin, biz hizmeti size getiriyoruz!” deyip kumaşçıda buluşuyor müşteriyle. O zaman daha kimseyi ağırlayacak bir yeri yok ki! Elinde tek olan bir terzi, bir dikiş makinesi ve cin fikri...

Kumaşlar seçildikten sonra, provalar da evlere özel servis şeklinde yapılıp, kıyafetler sektirilmeden dikilip zamanında teslim ediliyor, en uygun fiyata hem de! Derken derken namı yürür oluyor kulaktan kulağa. ış büyüyor, ama sıpa hâlâ bize haber etmiyor. Biz onu ekonomist bilirken, kerata “modacı” oluveriyor.
Bir gün arkadaşım bana telefonda “Kızım bu senin kuzen bana bir kıyafet dikti aklın durur!” deyince, bana kallar ordusu geliyor. “Anlamadım? Kuzen... Damla kuzen mi? Kıyafet mi dikti? Ne gibi?” diye şoka girip Yonca, aileyi ayağa kaldırıyor. Sonrası ufak çaplı ailesel şoklar şeklinde cereyan ediyor. Meğer bizimkisi yer tutup makineler almış, işi ciddiye bağlamış. Ailece tur düzenleyip mekanı görünce inanamadık şahit olduklarımıza.

Şimdi ise manzara şu: Açıyorum telefon, “Damla yetiş, kıyafet lazım!” diyorum başım sıkışınca. Tabi bu arada aramızda binlerce kilometre var, ben asla gidemem yanına, o gelemez bana provaya. Damla, “Hiiiç sorun değil kuzen, emrin ola!” diyor ve olayı hallediyor telefonda sorduğu şu komik sorularla: “Sinirlen Yonca sen bi bana, o gıcık halinle koy bakiiim elini beline. Vur ellerinle şimdi popona, ama en löpür yerine. Al nefes! şişir olmayan memelerini. Ölç şimdi bu dediğim yerlerden kendini. Mesajla bana. Dikeriz elbiseyi, teslimat haftaya!”
şşşt Damla, helal sana! Örneksin ekmeğini taştan çıkaracak tüm kadınlara ve heeey, iyi ki doğdun bu arada :)

Yonca
“Ankara SHEDA”

Yazarın Tüm Yazıları