Durun! Boşanmayın bir dakika!

Bu ne acele!

Dünürler, lütfen rica ediyorum, siz bir karışmayın hele... Ne olur!

Haberin Devamı

Sakin olabilir mi herkes kısa bir süreliğine?

 

Neden her kararı veren, bana boşanacığını, ya da boşanmakta olduğunu bilmem kaç trilyonluk ihale kazanmış gibi sevinçle anlatıyor?

 

Alo alo... Ben de hatlar arızaya uğruyor...

 

Nasıl yani????

 

Ben şimdi okumuş, medeni modern bir insan olarak yetişmesi planlanmış ve fakat beklenmedik şekilde evcimen olup duvara toslanmış bir atipik “eski” mi kaldım yani?

 

Yok. Kendimi tanırım. Eski kafalı değilimdir.

Haberin Devamı

 

Sadece “Evcimen” ve “Ailekolik” bir tipimdir.


Korkarım, “Modernlik” eşittir “Tekillik” olmuş.

 

Aman dikkat! Tekillik dedim, bencillik demedim.

 

Çünkü ben BENCİL olmayı severim. Herkesin de olmasını isterim; ama tekilci olmadan. Yani kalabalık içinde BENcil oldun mu kendini seversin, güvenirsin.   

 

Özelsin.

 

Benzersizsin, taklitsizsin... Özerksin.

 

Ama, tekillik sanki fena...

 

Sakın sakın sakın yanlış anlamayın beni! Sen bilmezsin demeyin. Doğru bilemem. Yargılamak değil amacım. Hem ben kimim ki? Haddimi aşmak asla istemem! Yaşamayan bilmez besbelli.  

 

Ama şu aralar benim duyduğum boşanan tanıdıklarımın hem sayısı hem de boşanma nedenleri beni çok üzdü, ve de çok ürküttü!

 

Şaşkınım, duygularımı gizleyemiyorum!

 

Bir garip “dolduruş” veya “trend” varmış gibi sanki...

Haberin Devamı

 

Allah’ ım ne oluyor bu güzel insanlara diyorum elimde olmadan!

 

Bakın şimdi... (Bunu tanıdıklarıma söylüyorum tabi!)

 

Şiddet uygulamalar, teknik arızalar, olmazlar, zorlamalar, aldatmalar ve daha nice korkunç durumların olduğu ilişkilerden bahsetmiyorum. Ama bazı boşanma sebepleri bana filmlerden alıntı gibi geliyor...

 

Saçmasapan ve yavan geliyor.

 

Bu durum bir de marifetmiş gibi sunuluyor.

 

Dünürler zafer kazanmaktan filan bahsediyor. Oysa iki insan, ne olduğunun tam farkında olmadan, başkalarının anlaşmazlığının kurbanı oluyor.

 

Peki neden herkes herkese “boşan gazı” veriyor?

 

Neden kimse yıkıcı olmak yerine yapıcı olmak için çabalamıyor?

 

Evli kalabilmek ve mutlu olmak bir BAŞARI olmuş! Hatta “İstisna” olmuş! İşte benim bu duruma içim kan ağlıyor.

Haberin Devamı

 

Oysa AİLE olmak ne güzeldir...

 

Evlilik, çok iyi bir iletişim uzmanlık edindirme fakültesidir.

 

İnsan hayatında, iki kişi beraber; ama hala kendinle başbaşa kalarak yaşamayı başarmak için, ÇOK ÇOK EMEK gerekir.

 

Basıp gitmek değil.

 

Kalmak da, karaktersizlik, gereksiz bir ödün verme ve hatta korkaklık değildir.

 

Bütün boşanan Avrupa ve Amerika şimdi evlenmek veya evli kalabilmek için psikolog peşinde koşuyor...

 

Eş bulmak, aile olabilmek için bir dolu para döküyor.

 

Artık kimse yalnız ölmek istemiyor...

 

Herkes daha yeni hayatı paylaşmanın zorluğunun tadına varıyor!  Kıymetini yeni anlıyor.

 

Bazıları: “Çok televizyon seyrediyor!” diye hakkında şikayette bulunacak bir kocası olsun diye dua ediyor... Olana imrenerek bakıyor.

Haberin Devamı

 

“Horlamana dayanamıyorum be adam!” diye kriz geçiren bir karısı olursa, boynuna atlayıp sarılmaya hazır bekliyor...

 

Diş macunu sıkma şekli, tuvalet kapağını indirmemek, ya da “Çocuklarla ilgilen be adam!” söylemi meğer hayatın renkleriymiş, ilişkinin cilveleşmesiymiş insanlık bunları yeniden keşfediyor...

 

Ondan...

 

Hani herkesin gitmiş görmüş ve dönmek için uğraştığı yolu bence iyi tartın ve sorgulayın...

 

Sevgi çok emek istiyor çoooooook...

 

Nasıl çocuğumuzu boşayamadığımızdan bir yol bulup anlaşmak için uğraşıyoruz... Hah işte! Evlilik de aynen öyle! İlgi ve uğraş bekliyor, peygamber sabrı ile büyütülmek istiyor.

 

Evlilik bir çocuk. Bizim çocuğumuz. Beraber istedik, elde ettik.

Haberin Devamı

 

Çocuğumuzdan tek farkı, daha geç ve zor büyüyor J...

 

Hatta bazen çocuk kalıyor, büyümüyor.

 

Kesin olan tek şey; büyütmek ve yürütmek için elinden tutan İKİ KİŞİ istiyor.

 

Elini biri tutar öbürü bırakırsa evlilik düşüyor; “UF oluyor”.

 

Yoksa, esas uyumsuzluktan doğan çekicilik evliliği kötü değil,

 

Tam tersine,

 

Çok eğlenceli kılıyor...

 

Yonca

“ÇİFTçi”

Yazarın Tüm Yazıları