Paylaş
Ay zaten merak da etmiyorum, bizimkisi beni yeterince meşgul ediyor.
Ülkeme bazen yurtdışlarından bakmak lazım. İnsan olan biteni ağzı açık seyrederken, kafasını bir kaç kere duvarlara da vurmak istiyor. Hele benim gibi ülkesine sapıkça bağlı bir insansanız, kafanızı vurduğunuz da oluyor.
Yahu bizim memlekette her Bayram öncesi, sırası ve sonrası yüzlerce kişi trafik kazasında ölür (kalan zamanları saymazsak tabi). Keşke trafiğe karşı da aşılanabilsek!
Bizim memlekette bebeler sele kapılır gider, devlet yüksek yerlere kaçın der. Keşke yağmura karşı aşılanabilsek de yağınca kanatlanıp kuş gibi göklerde süzülebilsek!
Bizim memlekette sokakta yürürken kafana cam düşer, sakat kalırsın. Keşke sokakta sağlıklı ve kafana düşenlere kalkanlı yürüyebilmek için de aşılanabilsek!
Diyeceğim o ki; domuz gribinden ölmek için bizim ülkede zaten türlü badireleri atlatmış olacaksın da gidip gribe yakalanacaksın.
Dikkat edin lütfen, gripten ölünmüyor.
Gribe yakalandığınızda başka bir hastalığınız vardıysa ve eğer bağışıklık sisteminiz zaten perişandıysa ve de maalesef zamanında tedavi olamadıysanız durumunuz tehlikede. Ayrıca atıyorum diabetiniz var, kalp sorununuz var, akciğerler de sorun var, ha o zaman riskli gruptansınız, iki kat dikkat edin deniyor. Bir de hasta hasta evde kendi halinize bırakılırsanız, olmadı hastaneye gidip de iyi bakılmazsanız, teşhis konulmazsanız... işte o zaman da başınız dertte olanlardansınız.
Alın size başka bilgiler
Şu anda dünyada malaryadan yani sıtmadan ölen insan sayısı 500bin civarında -ki çoğunluğu çocuk olmak üzere- her yıl 1 ila 3 milyon kişi malaryadan ölüyor!
Dünya Sağlık Örgütü’ ne göre dünya nüfusunun yarısı sıtmadan ölme tehlikesinde.
Bu sene grip sayısından ölen insan sayısı geçen sene gripten ölen sayısıyla aynı ve fakat geçen sene bu rakama daha geç ulaşılmışken bu sene bu rakama daha erken ulaşıldığı için, daha çok dikkat etmek gerek diyorlar. Bunu da CNN’ den okudum, uydurmadım google’ dan siz de girin bakın.
Grip bu grip, hepimiz olacağız. Her sene oluyoruz ya zaten.
Çocuklara hijyen öğretmek iyi birşey. Ama çocuğuna el yıkamayı öğretip ön koltuğa oturtup emniyet kemeri takmayı öğretmemek nasıl birşey? Çocuğun grip olasıya kadar 2 metre sonra camdan çıkmayacağı ne belli heeey! (Daha sakin olmalıyım...) Allah’ ım yok mudur bu memlekette sağduyusu yüksek birileri çıkıp “Alooo sakin olalım arkadaşlar!” diyecek? Yoksa millet esas panik ataktan gidecek!
Her gün bir arkadaşım çocuğunu okula gönderse mi göndermesi mi paniğinde, başka arkadaşlarım bıraksan eve kapanacak ve bir sene sokağa çıkmayacak, diğerleri “Sen n’apıcan?” diye soruyor.
N’apıcam abi!
Balık yağı içiyoruz, sağlıklı besleniyoruz, hijyene her daim önem verip arabada emniyet kemerlerini takmadan hareket etmiyoruz!
Gelen giden iletinin, telefonun haberleşmenin, felaket tellaliğinin haddi hesabı yok!
Bu ne yahu?
Peki kardeşim Avrupalısı, Japonu bizden daha mı kek de hala dünya turunda, onların çocukları uzaylı kalkanına mı sahip de okuldalar? Bu insanlar niye evlerine kapanmadılar?
Havaalanları riskli yer diyorlar gidip bakıyorum iğne atsan yere düşmez. Birleşmiş Milletler toplantısı var sanırsın her milletten insan dolu.
Dünyanın dört bir yanında anne arkadaşlar var soruyorum, herkesin çocuğu okulda.Kimisi hastalandı atlattı çok şükür, yüksek ateş en büyük sıkıntıları ve korkuları oldu. Ama zamanında tedavi oldular. İlaçlarını aldılar. Dinlendiler ve çok şükür atlattılar. İyiler. Okuldalar.
E bi de bize bakar mısınız!
Bu nasıl iş yahu? (sayıklıyorum sanırım!)
Haydi onu da bıraktım bir kenara; son derece hassas, hatta sağlık-güvenlik konularında kafayı yemiş bir Amerikan şirketinde çalışıyorum. Bizim şirkette masa bir odadan öbürüne bacaklarına kırmızı kurdela takılarak ve tüm şirket çalışanlarına “Dikkat masa taşıyacağız, aman çarpan olmasın!” diye haber edilerek taşınır. Türküm ya, beni sinir gülmeleri tutar. Düşünüyorum da, durum hakikaten bizde yaşanıp anlatıldığı ve gösterildiği kadar vahim olaydı, şirketim herkesten önce kesin beni aşılar ve eve yollar bir daha da asla şirket yakınına uğramamı polis gücüyle sağlardı. Dünyanın her mikrobunu en önce ben kaparım çünkü; ama yapmadı. (Belki de ölmemi istiyorlar J)
Hem zaten şu an bu gribi olmak için en uygun zaman. İlacı ve tedavisi var, herkes bilinçli ama bilincini yitirdi!
İsteyen aşısını olma hakkına sahip. Aşı var... geldi.
Karar sizin. Zaten her aşının, her ilacın riski var ki...
Eee nedir o zaman bu panik hali?
Bence ne yedirilip ne içirildiğimiz hiç belli olmayan, genetiği oynanmış gıda maddesinin (GDO) artık “helal” olduğu bir ülkede,
Her Allah’ ın günü kanser vakaları kat be kat artıp dururken kalkıp grip için bu kadar yaygara koparmak...
Bence harbi tam trajikomedi
Ve
Yaaaa sabır Ahali!
Yonca
“domuz”
Paylaş