Paylaş
Dipa herkesin benzer olduğu yerde, en farklı olandı.
Kızımın sıra arkadaşıydı Dipa. En sevdiği arkadaşıydı tam 3 uzun yıl boyunca.
Dipa taşındı, gitti çok uzaklara. Kızımı da, yeri zor doldurulacak dostluğundan esintili göz yaşlarıyla geride bıraktı. Kızım Dipa' dan, Dipa' da kızımdan ayrılırken çok ağladı. Sözler verdiler birbirlerine; yazın önce o gelip bizde kalacak, sonra da kızım onlara gidecek. Asla unutmayacaklar birbirlerini, mektuplaşacaklar. Hiç kopmayacaklar. Biz de, anne babalar olarak onlara yardımcı olmaya söz verdik. Çocuklarımızı mutlaka buluşturacağız dedik. Elimizden geleni yapıyoruz da. Onlar mektuplar, kartpostallar yazıyorlar, biz postalıyoruz onlar adına. Buraya geldiklerinde buluşturuyoruz iki elimiz kanda da olsa. Her seferinde de çok duygulanıyoruz bu duruma. Hele üzerinde “Dipa’dan...” yazan kartpostal geldiğinde, içim nasıl hoş oluyor anlatamam size.
Neden sonra birden aklıma geldi; sordum kızıma: “Dipa nereliydi biliyor musun?” diye sırf merakımdan. Kızım gözlerinde kocaman bir “Ne alaka Anne?” bakışıyla “Ne bileyim arkadaşım işte!” dedi bana.
Ben istediğim cevabı aldım. Başka soru sormadım kızıma. Bir daha asla sormam da!
Kimse bana kardeşlikten, hele hele dil, din, ırk, mezhep, görüş, inanış farklılıklarına rağmen kardeşlikten filan bahsetmesin.
Ben biliyorum. Sevginin gözü kör, nefretin gözü açtır.
Sadece hatırlatayım;
Kardeşlikten bahsetmek için,
İyi niyet farzdır.
Yonca
“Dünyalı”
Aldığım en güzel iltifat
Kızım sürekli bize mektup yazıyor, tıpkı benim eskiden annemlere yazdığım gibi. Ben annemlere daha çok nasıl ana-babalık yapılır dersleri veren mektuplar yazardım utanmadan. Hatta, Atalay Yörükoğlu’ndan yaptığım alıntılar sayfalar tutardı, çok komik. Kızımsa daha çok resimli ve içinde çoktan seçmeli cevapları olan sorular soran 3 boyutlu mektuplar yazıyor. Dertlerini, acılarını, istek ve hayallerini yazıyor. Mektuplar yatağımızdan, çantamızdan filan çıkıyor. Tarih kendini tekrar ediyor gibi oluyor, kah gülüyorum kah duygulanıyorum. Son yazdığı mektupta, bizi tek tek irdeleyen bir çeşit kişilik analizi yapmış. Babasını, kendisini, köpeğimiz Ginger Bey’i kardeşini ve beni anlatmış. Hepimize dair kendince önemli bulduğu özellikleri sıralamış kısa kısa. Hayatımda hakkımda söylenenen hiçbir “şey” kızımın benim için yazdığı cümle kadar beni mutlu etmedi. Belki de çocuğum o çocuk gözüyle hakkımda böyle düşünmesi, beni öyle algılaması etkiledi beni. Okuduğumdan beri ağzım kulaklarımda çünkü kızım; “Annem eleştirilmekten hoşlanır, Aslan kadınıdır...” demiş benim için.
Ne güzel değil mi?
Yonca
“eleştirilable”
23 Nisan’da Dubai’ yi ayağa kaldırıyoruz!
Bu sene 23 Nisan’da Dubai’de yeri göğü inletiyoruz arkadaşlar. 23 Nisan Dubai’de artık resmen uluslararası bir boyut kazanıyor. THY ve Pınar’ ın ana sponsorluğunda, Japon Okulu öğrencilerinin de gelmeyi koşarak kabul ettiği, 30 değişik milletten 250 çocuğun katıldığı şenliğimize Trabzon Tonya Şehit Ayhan Güner İlköğretim Okulu’ndan 10 yaşındaki minik uşaklar da folklor ziyafeti çekmeye geliyorlar düşünebiliyor musunuz! İçim içime sığmıyor. Geriye sayım başlamıştır. Olsun bitsin, anlatırım detayıyla.
Yonca
“baryam”
Paylaş