Paylaş
Var oğlu var ve biz şapşalız, onlardan hiiiç bahsetmiyoruz. Ancak gırtlaklama becerileri olanları anlatıyoruz. E valla benden pas!
Bir ustamız var, Edip Usta. Ne diyeceğimi bilemediğimden “Usta” dedim; çünkü her derde acilen deva olmakta ustadır kendisi.
Hayatımda onun gibi birini görmedim, tanımadım. Her konuşması, hayata bakışı -yaşı benden küçük olsa da- inanılmaz güzel birer derstir. Ne çok şey öğreniyorum Edip Ustamdan anlatamam size. 10 üniversiteye bedeldir hayat felsefesi de, yaşayışı da, kanuna kitaba uyuşu, hoşgörüyle paylaşımı da.
Kendisi Bodrum Yalıkavak sınırlarında yaşar. Sınır dışında iş yapmaz, almaz. Işini en iyi şekilde yapabilmek için, azla yetinmeyi bilir. Sonradan kötü olmaktansa önceden “Hayır” demeyi tercih edenlerdendir. “Hayır!” diyebilmek, beceridir.
İşi aceleye getirmez, ama hızlı çalışır. Ne saygıda kusur eder, ne de uygunsuz davranır. Samimiyetinden şüphe etmezsiniz, mesafesi hep aynıdır. Üç kuruş için koca dağı yakmaz.
Onu tanıyanlar, evini ona yaptıranlar çok iyi bilirler ki; Edip Usta’ya gözü kapalı güvenebilirler. Sözünün eridir, “kaliteli iş ve insan gücü” ne demektir, kitabını yazar.
Hayret ve gıptayla izlerim ben Edip Usta’yı üç senedir. Dinlerim, söylediklerini not ederim.
Mesela yanında çalışanlara, (“arkadaşlarına” demek daha doğru; çünkü onları öyle tanımlar ve tanıtır) iyi maaş ve iyi kalacak yer sağlamak hep en büyük amacıdır. “Mutlu olsunlar ki, ailelerini de işverenlerini de mutlu edebilsinler” der.
Yanında çalışan arkadaşlarını memleketin farklı yörelerinden özellikle seçer. Ayrımcılık yapmaz, kimseyi de kayırmaz.
Yonca “dinler”
Önce kızlar
Edip Usta ilk kazandığı parayla ne yapmış dersiniz? Kız kardeşlerini erkeklerden önce okutma kararı almış.
Ailesine “Önce kızlar okusun, uygun mudur?” demiş, ailesinden kimse de “Hayır” dememiş. Kızlar da mahcup etmemiş. Hepsi fıstık gibi okumuş.
Ha bu arada ehliyet almaları da şart koşulmuş. “Ehliyetsiz kadın olmaz, hepsi araba kullanmalı” der. En son teknolojiyi takip eder, gecenin köründe yatar, sabahın köründe herkesten önce kalkar. Edip Usta her daim sakin ve sükûnetli, gözlerinin içi geleceğe dair her daim umut dolu ve yüreği ümitli ısrarla der ki:
“Yonca Abla. Korkma! Yeni nesil inan söyledikleri, yazıp çizdikleri kadar kötü değil, bomba gibi. Hakkını aramayı bilen, çatır çatır konuşan, işleri sırf yokuşa sürmüş olmak için zorlaştırmayan, inisiyatif sahibi, gereksiz zaman kaybına gitmeyen, risk hesaplayan bir nesil.
Yeni nesille çalışmak da kolay, tartışmak da. Keşke büyüklerimiz onların önünü kapatacağına, destek olup yollarını açsa, gelişim daha hızlı olacak ama, olsun. Gençler illa ki başaracak abla. Ben çok inanıyorum her şeyin iyi olacağına, genç abi ve ablalarla muhatap olup onlarla çalıştıkça inan seviniyorum.”
Gözlerim doldu bu sözlerini dinlerken. Ben de bize inanıyorum çünkü. Edip her cinsten insanla muhatap; en zengininden en yoksuluna, en kibirlisinden en mütevazısına... Görüyor, yaşıyor onlarla. Edip Usta öyle diyorsa, vardır bir bildiği mutlaka. Yazın bir kenara!
Yonca “inanır”
Yani neymiş?
Asla izin vermeyin haksızlıklara. Üşenmeyin, varsa hakkınızı arama şansınız, arayın mutlaka. Kanunların bu ülkede boşuna konulmadığını bilin ve bildirin.
Vurdumduymazlık etmeyin.Orman kanunlarıyla yaşamaya mahkum edilmeyi asla kabul etmeyin. Haksızlığa uğradıysanız, hakkınızı arayın. Bırakın birileri küssün, alınsın, arkanızdan konuşsun ilk başta. Sizin vicdanınız rahat, başkasınınsa sırf dili uzun olsun icabında. Geçer nasıl olsa...
Her şey güzel olacak, çünkü çok güzel insanlarımız var hâlâ!
Yonca “inatla”
Paylaş