Cesaretin ölçüsü ölmek değil yaşamaktır…

İtalyan şair Vittorio Alfieri’ nin bu cümlesi şu ara ne zaman aklıma gelse, beni bir ürperti alıyor.

Haberin Devamı

Dün gece de haberleri seyrederken aklıma geldi yine, daldım gittim. Tekel işçileri hakkında haber geçtikleri sırada aklıma takıldı sanırım. İşçilerin halini her gördüğümde, haklarında çıkan bir haberi okuduğumda, hep bu cümle geliyor aklıma ve bir de “Çocuklarımızın geleceği için...” sloganları.

 

Her iki cümleyi birleştirip “Cesaret, çocuklarınızın geleceği için ölmek değil yaşamaktır” demek istiyorum nedense...

 

Kaldırmıyor benim de bünyem sizlerinki gibi, ödüm patlıyor birine bir şey olacak diye.

 

Zaten haberleri seyrederken öyle karışık düşüncelere dalıyorum ki, adımı sorsanız söyleyemem. Haberlerin veriliş biçimi de neden oluyor buna. Sağda başka bir dehşetvari başlık, altta bir sonraki haberin “Flaş Flaş” altbantı, diğer yanda kavga gürültü yaygara...Ne kadar bu durumu eleştirip şikayetçi olsak da reyting canavarına yem olmak üzere duruyoruz hepimiz o ekran karşısında.

Haberin Devamı

 

İnsanı öylesine dört bir yandan kuşatıyor ki “dehşet” görüntüleri, insan o anda ya kaçmak istiyor, ya da ölüvermek.

 

Ama ne kaçmak ne de ölmek çare dertlerimize işte. Hayatta kalmak gerekiyor bu durumdan kurtulmak için.

 

Alın döndük yine baştaki cümleye...

 

***

 

Dün eve koşar adımlarla gelmiştim yoğun bir iş gününden sonra, sırf çocuklara hasret kaldığımdan, onlarla biraz daha fazla zaman geçirmek adına. Onlarsa bana “Merhaba” dedikleri gibi koştular arkadaşlarına.

 

Ben eve erken geldiğimle kaldım.

 

Elimde üç kitap vardı. Başladım birini kaldığım yerden okumaya. Perihan Mağden’ in son kitabı “Ali ile Ramazan”’ ı almıştım ama, dayanamadım devam etmeye.

Haberin Devamı

 

Çünkü;

 

Kitabı okurken 12 yaşında intihar eden Meryem geldi aklıma. Hani sevdiğini bir kağıda yazacak kadar cesur, ama yaşayamayacak kadar korkak Meryem. Hani çekip silahı kendini öldürüveren 12 yaşındaki çocuk ve ürkek Meryem...

 

O kitabı bıraktım, geçtim Alain de Botton’ un “Havaalanında Bir Hafta” adlı kitabına. Havalanmak istedim galiba...

 

“Cesaretin ölçüsü ölmek değil yaşamaktır” dedim durdum...

 

Hayatta kalacaksın ki, uğraşacaksın tüm bu saçmalıklarla. Susturmaya çalışacaklar bağıracaksın, sindirmeye çalışacaklar korkmayacaksın, durdurmaya çalışacaklar koşacaksın. Kanatlarını kıracaklar uçacaksın. Beynini uyuşturmaya çalışacaklar, ayık kalacaksın. Hayatta kalacaksın inatla.

Haberin Devamı

 

Yaşadığın sürece özgürsün, ölü olduğun sürece kefene kısık.

 

Beni evde bırakıp arkalarına bakmadan koşa koşa arkadaşlarına giden çocuklarım adına “Hayatta kalmak lazım” dedim.

 

Korkusuzca.

 

Yonca

“can simidi”

Yazarın Tüm Yazıları