Cem Adrian

Cem Adrian beni benden aldı. Bağımlılık yaptı. Şu an tek amacım var, iki elim kanda olsa da en yakın zamanda onu canlı izleyebilmek.
Bütün albümlerini indirdim. Her şarkısını dinledim. Ezberledim. Yetmedi, Youtube’da ne kadar performansı varsa izledim.
Ne yetenekler, ne sesler var bu ülkede!
Fazıl Say’a Cem Adrian’ı bize kazandırdığı için can-ı gönülden milyarlarca kez teşekkür ederim.
Kendime de, geç kalmışlığım için okkalı bir yuh çeker, zararın neresinden dönsem kârdır derim.
Yonca
“HoşgeldiM”

Ultra güzel İznik

Hep gidesim vardı, bir türlü olmadı.
Artık tek hayalim, dünyayı Adım Adım koşarak görmek ve sizlere öyle yazmak ya, şansım da yaver gidiyor, sanırsın bütün dünya ben hayalimi gerçekleştireyim diye uğraşıyor.
İznik ve Orhangazi belediyelerinin desteğiyle Macera Akademisi’nin düzenlediği İznik Ultra Maratonu’na katılıyorum.
Evet bu yazar kızımız Yonca iyice delirdi. La la la la laaaa.
Ama arkadaşlar siz de bana hak verin, geçen sene katılanlar öyle çok anlattılar ki, öyle övdüler ki, öyle fotoğraflar gördüm ki ve herkes İznik halkının bu işi nasıl sahiplendiğini, nasıl destek olduğunu, nasıl şeker olduklarını öyle bir ballandırdı ki, gitmezsem olmaz. Çatlarım meraktan yani!
Hadi siz de gelin.
ASICS sponsorluğundaki İznik Ultra Maratonu dört etaptan oluşuyor; 130 km, 75 km, 42 km ve 10 km.
Tamam, 130 km’lik İznik Ultra 25 saat limitli bir çılgınlık, 75 km’lik Orhangazi Ultra 10 saat limitli bir delilik, 42 km’lik İznik Dağ Maratonu Türkiye’nin en tırmanışlı maratonu; ama 10 km’lik İznik Tarihi Kent Koşusu da hah işte tam şu satırları okuyan sizlerin de güle oynaya, geze göre yapabileceği bir şey. Vallahi öyle. Ben sizin yerinizde olsam, kendime İznik’te hafta sonu hediye eder, bir de güzel spor yapmış olurum.
Yarışı bitirince de Mavi Çini Atölyesi’nin özel tasarladığı, el yapımı çini madalyamı duvarıma asarım gururla. Oh mis.
(Annecim, sen şu sonraki iki satırı okuma geç şekerim :)
Ben 75 km’yi deneyeceğim. Bakayım ne oluyormuş insana, bir göreyim istedim. Sırf ondan yani. Size de yazarım elbet. Hep beraber güleriz halime. O yazımın sonunu görebiliyorum: Yonca “sürüngen”.
İznik için son başvuru tarihi 12 Nisan.
İznik Ultra Maratonu’na katılan yarışmacılar, İznik Selçuk İlköğretim Okulu ihtiyaçları için hem kendileri destek olabilecekler hem de çevrelerindeki kişileri bağışta bulunmaya davet edecekler.
10 km koşusuna katılan her yarışmacı adına, kayıt ücretinin 5 TL’si, İznik Selçuk İlköğretim Okulu okul aile birliği hesabına bağışlanacak. Böylece okulun ihtiyacı olan projeksiyon cihazı, bilgisayar, laboratuvar deney seti ve beden eğitimi spor malzemelerinin karşılanması hedefleniyor.
Ayrıntılı bilgi için:
yaris@maceraakademisi.com
www.maceraakademisi.com /�www.iznikultra.com  / twitter.com/iznikultra  / facebook.com/iznikultra
Yonca
“ultradeli”

Müziğin önemi

Paris’te hava soğuk olacak denince, maraton da koştum ya dün, inşallah yani tabii, --bu yazıyı yazıp yolladığımda henüz yarış başlamamıştı- koşu aleminin gurularına sordum ne giyeyim, ne edeyim, ne tavsiye edersiniz, uzun tayt mı, kısa tayt mı vesaire diye. Alper Dalkılıç ve Emre Tok çok güzel tavsiyeler verdiler yine. En güzel tavsiyeleri de şuydu: “Dinlediğin müzikler, yoldaki insanların sesleri, destekleri nasıl olsa içini ısıtır, üşümezsin.”
Müziğin ve insanların desteğinin içini ısıtma gücü...
Ne güzel ve gerçek bir cümle.

Yonca
“sıcacık”