Paylaş
Antalya’da 10km’ yi ADIM ADIM Oluşumu ile birlikte destekledikleri 3 STK’dan TEGV’de karar kılıp onlara yardım amaçlı koşmuştum ya hani, işte o koşumuzun sonuçları geldi. Şirkette tuvalete kapanıp azıcık ağladım. Yani yine ağladım. İçinden “koşmak” fiili geçen bir cümle duyunca, düğmeye basılmış gibi ağlamaya başlıyorum garip bir şekilde. Başım göğe erdi çünkü evet. Maneviyatım tavan yaptı evet. Kendimle gurur da duyuyorum evet. Böyle duygular sizin de başınıza gelsin diye dualar ediyorum evet.
Ayrıca KELEBEK, Hürriyet.com.tr ve ELELE’ ye de teşekkür ediyorum. Bana bu imkanı verenlerime de. Köşelerim sayesinde bir işe yarıyorum. Boşa yazmıyorum, boşa koşmuyorum. Çok şükür. Bu arada cebbar iş kadınlığından alışkanlık, bir işi bitirince sonuç bildirmem lazım geldiğinden raporumu veriyorum şu anda. TEGV için yapılan bağışlar 97,193 TL 'ye ulaştı. Yani TEGV’ nin Mardin Midyat biriminden 1700’e yakın öğrenci yaklaşık 2 yıl boyunca faydalanabilecek düşünebiliyor musunuz! Ben havalara uçmayayım da kim uçsun, kimmm?Adım Adım koşucularından bazıları da TOFD için koşmuştu. Omur İliği Felçlisi olup maddi olanaksızlıklar yüzünden tekerlekli sandalye alamayan ve bu yüzden eve hapis yaşayan tam 54 kişi için de akülü sandalye alınabilecek kadar para toplandı. Bu arada bilgi için söylüyorum, bir akülü sandalye 2300TL. TOG için koşan arkadaşlarımız sayesinde de 5 öğrenci üniversite de okumaya devam edebilecek. Rekor üstüne rekor kırmışız yani! Bir sürü insanın hayatına değmiş, ve bu hayatları bir nebze olsun iyi yönde etkileyebilmişiz yani.
Yani... Ben size: “Boş boş koşmuyorum, bir amaç için koşuyorum! Hem spor yapıyorum, hem geziyorum, hem de birilerine bir fayda sağlıyorum.” diye boşuna demedimdi.
Sözümü tuttum.
Dediğimi yaptım.
Bu yazı da “Bilgi ve gelecekte ilgilerinize...” demek içindi.
Yonca
“ileriye dönük yatırımcı” :P
Rekortmenlere bak rekortmenlere!
Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan bağış toplamada herkesi sollamış geçmiş, Calyon Yatırım’da rekortmen bağışçısı olmuş kendisinin. Bravo valla! İkinci Üsküdar Amerian Lisesi, Cem Uçan adına yapmış bağışını. Üçüncümüz de benim adıma bağışını yapan İzmir Çamlaraltı Lisesi öğrencileri.
Kurban olduğumun Johnny Depp’i
Bu adama hastayım diyorum, daha da başka bir şey demiyorum.
Johnny Depp gak dese bayılıyorum, guk dese bayılıyorum. Adama ne bakmaya doyabiliyorum, ne seyretmeye. Kaşına gözüne kurban olayım derler ya, hah işte öylesine! Gelin görün ki çok uzun zamandır sinemaya gitmekten nefret ediyorum. Yani Dubai’de sinemaya gitmekten nefret ediyorum. Dubai benim sinema zevkimi bitirdi. Filmin neresini nasıl sansürlediklerini bilemediğimiz için çoğu zaman filmi anlamak için kırk takla atmak zorunda kalıyorum veya filmin dvdsi çıksın ki bir de doğru düzgün seyredeyim diye bekliyorum. “Alis Harikalar Diyarı’nda”’ ya da hayatta sansür yoktur diyen eşim ve çocuklarım tarafından ikna edildim de öyle gittim. Yoksa Johnny Depp’e hasret içinde sabırla dvdyi bekleyecektim. Johnny Depp’in yeni verdiği bir röportajda: “Torunlarım filmlerimi seyrederken çocuklarım ‘bu adam dedeniz olur!’ diyecekler.” demiş biliyor musunuz. Çok hoşuma gitti. Ben de sürekli çocuklarım ileride yazılarımı okuyup “Annemiz yazmış...” derler diye hayal kurduğumdan belki de. Filmde Johnny Depp’e yine bayıldım. Yine Tim Burton’un hayal alemi yaratma becerisine hayran oldum. Ve birden, hala daha “Beterböcek” filmini çocuklara seyrettirmediğimi hatırladım. Ne şapşalım! İlk işim çocuklara Beterböcek ziyafeti çekmek.
Alis Harikalar Diyarı’nda bitti, çıkışta çocuklara: “Film mi güzeldi, kitap mı?” diye sordum. İkisi de aynı anda “Film tabi ki!” deyince, yine Ertuğrul’un kulaklarını çınlattım. Ertuğrul yıllar önce Gülüm’le bana film endüstrisi bu hızla gelişirse çocuklarımıza kitap okutabilmenin giderek zorlaşacağını söylemişti. Haklı çıktı çıkıyor yine.
Biz kitabını okuduğumuz hikayelerin filmini seyrederek burun kıvıran, kitaba sadık kalmamışlar ve saire diyen bir nesildik; çocuklarımız filmini seyredip kitabına burun kıvıracak bir nesil...
İlginç bence.
Yonca
“tersyüz”
Paylaş