Biz hapı yutmuş bir nesiliz

İşimiz çok zor.

Haberin Devamı

Eskiden de zordu.

 

Şimdi de zor.

 

Sonra da zor...

 

Mu olacak acaba?

 

***

 

Biz küçükken ana babalarımızın söylediği herşey kanun gibiydi.

 

Büyüklerden biri bir bakış attı mı sus pus olur, yer yarılsın da yerin dibine girelim isterdik.

 

Ödümüz patlardı saygısızlık etmeye.

 

Birşeye dokunmak yasak mıydı, hayatta dokunamazdık.

Haberin Devamı

 

Baban haberleri mi seyrediyor, oturur sen de seyrederdin.

 

Sıkıysa çıt çıkar!

 

Annen masayı mı kuruyor, rap rap mutafağa, yardıma...

 

Büyükler konuşurken, asla ama asla, araya giremezdin.

 

Yırtık dondan çıkar gibi, kendi fikirlerini öyle ulu orta beyan edemezdin.

 

Terbiyesizlik yapmak hele... aklından geçiremezdin.

 

Haddini azıcık aştın mı; ya masa altından dürtük, ya kaş göz, ya da eve gidince kesin gününü görürdün.

 

Suratın Çarşamba pazarına benzetilmediği için, kırk kere şükrederdin.

 

Mum gibi yetiştirildik biz; mum gibi! (istisnalar kaideyi bozmaz tabi...J)

 

Şimdi bizim yetiştirdiğimiz nesle bakıyorum da...

 

Bizimle hiiiç alakası yok!

 

Haberin Devamı

“Sus!” dedin mi daha çok konuşan,

 

Her konuda fikrini ortaya atan,

 

Yasakları sorgulayan,

 

Ana babasından ders almak yerine, onlara ders vermek için çalışan bir nesil var karşımızda.

 

Yani olan yine bize oldu,

 

Geçmiş ola!

 

J

 

Önce ana babalarımızdan azar işitiyorduk, şimdi de çocuklarımızdan azar işitiyoruz.

 

Geçen gün kızımla tartışırken dönüp bana; “Anne, neden benim fikrimi beğenmedin? Yoksa değişikliklere açık değil misin?” dedi de bana...

 

Bana!

 

Kalakaldım.

 

Hoşuma da gitmedi değil aslında.

 

Bana; akıllı, fikrini açıkça dile getiren, hakkını savunan, susmayan, farklı fikirler geliştirebilen ve düzgünce tartışabilen bir kadın olacağını hissettirdi o anda... 8 yaşında!

Haberin Devamı

 

Benim içimdeyse fırtınalar koptu.

 

Açık görüşlü olmakla, açık görüşlü görünmek arasındaki o incecik sınıra takıldım,

 

Kendimden şüphe ettim bir ara.

 

Kuzenim de, hiç unutmam, annesine; “Seninle hiç pazarlık yapamayacak mıyız?” diye sormuştu zamanında!

 

O zaman da çok düşünmüştüm “pazarlık” kavramı hakkında.

 

Çocuklardan öğreniyoruz olgun insanlar olmayı,

 

Büyümeyi,

 

Gelişmeyi...

 

İşimiz zor.

 

Gelen çarptı; giden de çarpıyor anasını satayım.

 

Hapı yutmuşuz dediysem,

 

Değildi boşuna!

 

Yonca

“hapçı”

Yazarın Tüm Yazıları