Paylaş
Ben bittim.
Sanırım en son bu kadar fazla bir de Babam ve Oğlum’da ağlamıştım. Neden bilmiyorum; ama dizi içimdeki tüm trajedilere temas ediyor. Taaa yıllar evvel mesela canımı sıkmış, acıtmış, üzmüş ne varsa aklıma getiriyor. Ya da belki ağlayasım var, ondan ne deseler, ne yapsalar ağlayıveriyorum. Yok böyle bir zevkli ağlama.
İnci Hoca’yı kaybettik ya, ah size nasıl desem, Mete’yle bir öldüm dirildim ben de. Mete hıçkırırken ben de hıçkırıyordum gözümden fışkıran gözyaşlarım eşliğinde. Sanki artık oyuncular filan yoktu karşımda da, gerçekti her şey.
Çok iyi oyunculuk filan demek yavan geliyor bana.
Ben bazen o dizinin içinde yaşıyorum sanki, ya da dizi içimde yaşıyor. Dolandık birbirmize.
Meğer ne çok ihtiyacımız varmış içimizi yıkamaya bir dizi eşliğinde...
Tüm ekibe teşekkürlerimle.
Yeni sezonu bekliyorum şimdi dört gözle.
Yonca
“dizikolik”
***********
Politika
Gitgide gözümden düşüyor. Gitgide yüzüne bakasım, okuyasım, kafa yorasım gelmez oluyor.
Başarı mıdır bu?
Evet.
Politikanın başarısı, benim başarısızlığımdır.
Kovaladı beni, ben de kaçtım sanki.
Dün bir erkek okurumdan aldığım ileti beni daha da düşündürdü. Uzun zamandır hiçbir şey okuyamadığını, çok zorlandığını söylüyor. Politika, ekonomi haberlerine gözü değecek diye eline gazete almaktan çekindiğini, internetten son derece seçici davranarak, ürke korka birkaç şeyi okuyup kaçtığını anlatıyor.
Hayatı okumak istediğini; kimisi için bu hayata dair yazılar boş gibi dursa da, kendi yaşadıklarına dair birilerinin de aynen öyle hissettiğini söylediği, itiraf ettiği satırları okumak istediğini ve buna denk gelince derin bir rahatlama hissettiğini söylüyor. Yalnız olmadığını bilmek istediğini vurguluyor.
Genelde böyle şeyleri kadın okurlar yazardı... Seksist bir bakışla yazmadım bu son cümleyi. Ama ilginç geldi.
O okurum yalnız değil. Ben de o durumdayım. Benim gibi, onun gibi bir sürü başka insanlar da var bu hislerle davranan.
Hatta sırf bu yüzden, ve de evdeki, hayatımdaki gerçekten önemli öncelikler yüzünden, “incelikler yüzünden”*, günlük yazmaya başladım ya zaten... Gerçi onu bile yapamadım bu hafta...
İçimden ne gelirse o oluyor bu ara. Hey Allah’ım sanki ne zaman olmadı ki!
Aslında her şerde bir hayır var.
Politikadan uzaklaştık belki ama, hayata yakınlaştık.
Züğürt tesellisi değil bu.
Öyle.
Mola vermek bazen iyidir.
İnsan güç toplar, dirilir.
Yonca
“15 dakika ara”
*Yıldızlı dip not: Sertab Erener’in söylediği şarkı hani, incelikler yüzünden... ne çok severim... dinleyesim geldi... Tıklayın aşağıda çalıyor.
İşte karşınızda RADYO BEN.
Paylaş