Paylaş
Bıktım iki arada bir derede kalmış aşkların açık açık yaşanamamasından; yalanların dolanların kandırmaca ve susmacaların sündürülmesinden.
Bunların matah gibi gece/gündüz yaz/kış tekrar tekrar gösterilmesinden de bıktım.
Yeterince ikiyüzlülük varken hayatımızda, bütün bunların bir de dizilerde pohpohlanıp ruhumuza kazınmasından da bıktım.
Bııık.......... tım!
Şiddet meraklısı, siniri bozuk, morali bozuk milletin iyice sinirlerini bozma ve ortamı iyice germe becerimizden de bıktım.
Anadan doğma sinirli insanlarımıza “Daha da sinirli ol kardeşim!” gazı verip, sinirli olmayanlara da “Biz elbet senin sinirini bozmasını biliriz!” denmesinden de bıktım.
Bak benim de sinirimi bozdular!
Amma acı çekme ve çektirme meraklısı milletiz kardeşim.
Yok böyle bir sadomazoşizm!
Ne kadar çok dayak, bağırış çağırış kırış dövüş o kadar reyting... Diziler öyle, programlar öyle, haberler öyle.
Bu toplumda herkesin birbirinin boğazına yapışıyor olması doğal değil mi sizce de?
Yahu yok mu sakin sakin konuşularak prim yapabilme kabiliyeti ve bunu talep etme becerisi bizde?
Yemin ederim bıktım.
Hangi diziyi çevirsem, adamın biri almış karşısına bir kadını avaz avaz bağırıyor. Kadın, zavallı, iki göz iki çeşme ağlıyor. Adam şaaak tokat atıyor, kadın küüüt yere düşüyor, adam vuruyor bir yumruk masaya ve çıkıp ya içmeye ya kahveye gidiyor.
Hakikaten bravo!
Bayağı yol katetmişiz dünden bugüne... Aferin bize!
Yahu sözde eskiden Türk filmleri yüzünden perişandık, e şimdi fark ne?
Yine ağlatılmaya, vicdanımız kanatılmaya, abuk subuk dayatma ve bilinçaltına vehamet şırıngalamaya devam ediyoruz, hala!
Eskiden veremdi sonumuz, Allah tıptan razı olsun, şimdi bir verem olmuyor zavallılar. Çünkü; çok şükür başka türlü sürünme teknikleri yarattılar.
Bu mudur hala yapıp yapacağımız çekici yenilikler?
Bu mudur?
Hiç mi dünyada olan biteni takip eden yok.
Demek ki yok.
Demek ki iyi şeyleri talep eden insanlarımız da yok.
Neden bizim kendimizi iyi niyetle adam etme isteğimiz, becerimiz ve bu yönde atmış olduğumuz bir adımımız yok?
Böyle gelmiş böyle gitsin, zihniyetine terk edilmişiz.
Biz kendimiz bunu tercih etmişiz.
E şikayet eden de olmadığına göre; alan memnun satan memnun.
Hatta alışmış kudurmuştan beterdir de denilebilir.
Ya da... en doğrusu...
Bir kelek benimdir.
Yonca
“kılçık”
(bu yazım, bu parantezi saymazsanız 346 kelime 48 satırmış)
Paylaş