Paylaş
Siz de içinizden söyleyin mırıldanın lütfen...
Hani Münir Özkul öğretmenimin öğrencilerine kırgın olduğu sahnelerde, hüzünlü suratının arkasında çalan, o yavaşlamış Hababam Sınıfı melodisi...
İnce ve derinden,
Yavaş yavaş piyanonun tuşlarında ilerleyen...
İçimi titreten.
Düşündürten.
Melodi her yavaşladığında, seyredenin gözlerine yağmur yağdıran ritminden...
Yavaş yavaş insanı hüzünlendiren.
İçime sabırsızlık düşüren...
Nasıl olsa herşey bir sahne sonra tatlıya bağlanacak ve müzik birden hızlanıp neşe saçacak!
“Hadi o zaman, ne olur bekletmeyin bizi!” dedirten...
Olacakları, kahkahanın yolda olduğunu bildiğimden, o mutlu sahnenin çabucak gelmesini isterdim.
Öğrenciler yüzleri kızarıp hatalarını anlayacak,
Adile Naşit bir mahzun mahcup bakış atacak, dudaklarını ısıracak...
Ellerini üzerinde kavuşturduğu o tombiş tonton karnı sallana sallana kahkahasından sarsılacak...
Birden fonda müzik hızlanacak,
İnek Şaban olaya geç vakıf olacak ama, olacak.
Ama müzik yavaşladı mı...
“Eyvah!” derdim.
“Kötü giden birşeyler var Yonca... ağlamaya hazırlan!”.
İşte öyle bir müziktir Hababam Sınıfı film müziği.
İnsanla konuşur.
Şartlı refleks olmuştur,
Durumu kelimelere dökmeden melodisiyle anlatır.
Tek kelime olmasa da sahnede, bütün seyredenler olayın vehametini de, mutluluğunu da müzikten çoktan anlamıştır.
O yüzden sanırım melodiyi atamıyorum kafamdan.
Beynimde yavaşladı müzik bu aralar.
Hüzünlendim, belki de ondan.
Öğretmenimi bekliyorum.
Gelsin çıksın ortaya bana; eğriyi doğruyu, yalanı yanlışı, dürüstü düzenbazı anlatsın istiyorum.
Bana yol göstersin istiyorum.
Uygarlıktan örnekler versin, tarihten dersler çıkarsın önüme istiyorum.
Kız öğrencilere kendine güvenmeyi,
Erkek öğrencilere de, kızlara insan muamalesi yapmanın erdemini, örnek olarak anlatsın diye bekliyorum.
Bana “Çocuklar bizim geleceğimizdir” denmişti...
Ben geleceğimizi kurtarmak istiyorum.
Öğretmenimi arıyorum!
Gören, bulan olursa...
Lütfen,
Haber versin.
Sınıfta en ön sırada yerimi tuttum,
Bekliyorum.
Yonca
“çırak”
24 Kasım Öğretmenler günü, tüm öğretmenlerimize kutlu olsun.
Melih Kibar’ ı bu vesileyle saygıyla anıyorum...
Bu yazı eski bir yazım aslında; ama bugünün anlam ve önemine o kadar uyuyordu ki, Radyo Ben’ de yayınlamak geldi içimden.
Paylaş