Paylaş
Sanırım olmayacaktır.
Korkarım ses büyüdükçe kısılacaktır.
Ben kısılmasın, hep içinden geldiğince yüksek sesle olsun diye direteceğim, o ayrı mesele.
Nereden mi çıktı?
Anlatıyorum izninizle...
Arkadaşım kızının altını değiştirirken, benim kızım da yanımıza geldi ve bebeğe bakıp noktayı koydu:
“Benimki de böyle.
Aynı.
Bu kuku aynı benim kukum.” dedi.
Cinsiyet olayını bu cümle ile keşfetti.
Demek kızım kukuların herkeste farklı olduğunu düşünüyordu...
Belki de kukuların kendi aralarında birbirlerine benzediklerini düşünmemişti daha önce.
O kadar ilginç geldi ki bana bu açıklama.
Hem güldüm, hem düşündüm.
Pardon, hala düşünüyorum.
İnsanoğlunun kendini keşfi ne garip?
Neye nasıl baktığını, ilk gördüğü şeyi nasıl algıladığını düşündüğümde, demek buna benzer bir duygu ile ateşe, aya, güneşe taptı diyorum.
Kızım nasıl “Aydede”yi ilk gördüğünde donup kaldıysa, oğlum da donakaldı.
Başka arkadaşları da.
Aylarca hayret ettiler.
Anlamak için amma çaba sarfettiler.
Sanırım, tıpkı ilk mağara adamının da Aydede’ yi görünce donup kaldığı gibiydiler.
Çocukların ayın ışığına, neden orada ve nasıl orada durduğuna duydukları hayranlık dolu hayrete bayılıyorum.
Kızımın ve oğlumun kendilerini keşfederken de hayrete düşmelerine,
Şaşırmalarına,
Şaşırdıkları şeylere hayran oluyorum.
Ben de buna donup kalıyorum.
Kızımın kukusunun bütün kızlarla aynı olduğunu keşfetmesine takılıyorum.
Dağılıyorum; “Ben de herkes gibiyim, herkes de ben gibi!” diyen duygusu karşısında.
Acaba kendi kendine aniden sıradan mı oldu, yoksa, o benzerlikte ayrıcalık mı aradı kafasında?
Kim bilir neler düşündü şu yaşında?
Oysa kuku aynı kuku bile olsa, anatomik yapı herkes de aynı olsa da, her kuku farklı aslında.
Farkılılığı ona sahip olanın ruhunda...
Ben bunu anlatmalıyım sanırım kızıma.
Sonuçta...
Bayılıyorum, insanoğlunun büyürken kendini keşfetme sancısına.
Bayılıyorum, bu “Küçük Prens” saflığında atılan çocuksu çığlıklara.
Sen de doğallığa gel Ahaliiii!
Doğallığaaaaaa!
Yonca
“Organik”
Paylaş