Benim küçük kızım Hıncal Uluç’u tanımaz

Henüz tanımıyor yani.

Haberin Devamı

Bu yazıyı okuduğunda, tanımak isteyecektir. Orası kesin.

 

Şimdi bandı yavaşça başa sarıyorum, neden böyle söylediğimi anlatmaya başlıyorum.

 

Kızım, herkesin sahip olmak isteyeceği bir çocuk.

 

Kendi kızım diye demiyorum.

 

Öyle.

 

Çoook tatlı, hayalleri olan, saatlerce sıkılmadan kendi kendini oyalayabilen, oyuncak bulamadığında baş parmaklarını konuşturan, dürüst, laftan ve halden anlayan, hislerini anlatabilen, duyguları tanıyan bir çocuk... (hemen şimdi tü tü tü dağlara taşlara deyin ve acilen poponuzu kaşıyıp tahtaya vurun, hemen dedim!)

Haberin Devamı

 

Şu son dönemde aramızda,

 

Sizlerle paylaşmaya fazlasıyla değecek, kişisel yazı tarihime koccaman harflerle işlenmesi, çocuklarımın da ileride okumaları için tarihe geçmesi gereken iki olay geçti ve çok içime işledi de...

 

Yılbaşında kızıma: “Ne hediye istersin?” diye sorunca,

 

“Annecim bana altın bir pusula alabilir misin lütfen? Altın pahalıysa, altın olmasa da olur, ama bana pusula al n’olur!” dedi.

 

O an çok üzerinde durmadım.


Daha sonra bunu ısrarla diğer arkadaşlarıma da söylediğini duyunca şaşırdım.

 

“Neden pusula istiyorsun güzel kızım?” diye sorup

 

“Annecim, pusula ile bütün dünyayı gezip dolaşıp hiç kaybolmadan evime geri dönebilirim...” cevabını alınca, donakaldım.

 

Ben hala daha bu cevabın içimde yarattığı derin düşünceleri tam aşamamışken, kızım, okuldan gözleri dolu dolu eve geldi.

Haberin Devamı

 

Ben: “Hayırdır?” diyemeden, başladı burnunu çeke çeke anlatmaya;

 

“Bi arkadaşım denizyıldızı bulmuş, kovaya koyup su içinde okula getirmiş!

 

Denizyıldızı o uzun bacaklarını kıvırıp kovadan çıkmaya çalıştıkça, dayanamadım, arkadaşıma kızdım. O da:

 

“Bir denizyıldızından birşey olmaz!” deyince, ben de gittim öğretmene şikayet ettim.

 

“Hemen o denizyıldızını götürüp denize, evine, annesine babasına geri götüreceksin, o da yaşayan bir canlı! Benim için farkederse, onun için de farkeder!” dedim.

 

....

 

Bu cümleden sonrasını inanın çok iyi dinleyemedim.

 

Kızım olan biteni anlatmaya devam ederken, ben,

 

İlk defa Hıncal Uluç’ un köşesinde okuduğum ve sonradan sayesinde hepimizin ezberlediği o denizyıldızı hikayesini hatırlayıverdim.

Haberin Devamı

 

Kızıma sımsıkı sarıldım, gözlerini sildim.

 

O bir tek denizyıldızı adına bu kadar endişelenip onu kurtarmak istediği için, olaya seyirci kalmadığı için, teşekkür ettim.

 

Sonra da güzel bir insanın annesi olduğum için,

 

Allah’ a bol bol şükrettim.

 

...

 

Yarın öbür gün bu yazıyı okuyunca, kızım Hıncal Uluç’ un yazılarını bulup okuyacak derken,

 

Bunu kastetmiştim.

 

Yonca

“denizkızı”

Yazarın Tüm Yazıları