Ben normal değilim ki okurum normal olsun

Ben kalkıp Cuma günü 13 sayfa “yazı” yazayım... (yazı da denmez ki o şeye)

Siz kalkın taaa sonuna kadar okuyun!

Helal olsun böyle okura!

He

Lal

Osssun!

Hadi ben deliyim, e siz nesiniz şimdi?

Divane!

Ha ha ha ha J!

((Soğuk ve saçma espriye yüksek sesle kaba ama “pembe gönlüm sende” bir kahkaha” atmak iyi geldi... (“neşeli nokta” işareti niye yok ki bu dünyada?))

Hem uzun yazmak, hem koyvermek, hem de düşüne düşüne kafayı yemektense kendimi rahat ettirmek için ikna etmek -etmek için- yola çıkmak da iyi geldi.

Ama en iyi gelen, sizlerden şelale gibi (o ne biçim benzetme yaw?) gürül gürül gelen maillerdi.

Hele Gülçin “Höööh be Yonca! O ne yazıydı içim şişti!” yazmış ya, öyle çok güldüm ki, dudaklarım çatladı J.

Ben de yazıyı yollayınca zaten, ayıptır söylemesi, sabaha kadar dertlenip (bak yine dert edincek bir olay buldumdu o gece) kendime alt başlık olarak -Yonca “oha”- demiştim. (İyice ağzım bozuldu, çok özür dilerim. Tüm suçlu düşük tansiyon valla kendimde değilim!)

Neye mi ikna ettim kendimi; (yani tam edebildim mi bilmiyorum, ama deniyoruz işte, hemen heveslenmeyin)

Şunlara:

Birincisi; yetişebilirsem yazıcam, yetişemezsem yazmıcam. (Ne büyük bir dünyayı yeniden keşif hali... )

İkincisi; imla ile aklımı bozmayacağım. (Bu “ceğim cağım”lar bazen inanın benim konuşkan halimdeki yazıma uymuyor, yapmacık duruyor. Hem biz Arapça değiliz ki öyle konuşup böyle yazalım diyesim geliyor.) Türkçe ve Türkçemizin nelere kadir olduğuna dair olan inancımı da sizinle ayrıca bir yazıda paylaşacağım. Unutursam ne olur hatırlatın. Teşekkürler.

Üçüncüsü; memleket gündemi/meselesi yazarken, 12 tane filan bitki çayı içip -en çok da rezene ve papatya mesela bebekler gibi, gaz yapmasın sakinlik versin diye(!)-, kulaklarıma en huzurlusundan huşu dolu bir müzik takacağım, hani şu SPAlarda çalarlar, “şpooink şpooink şpiiink şıııpeynk” ederek insana huzurdan fenalık geçirtirler ya, hah onlardan işte! Ayrıca, bir süreliğine, seçimlere olan hüsransal endişelerimden uzak durmaya çalışacağım. Çok çok tiksiniyorum, çok utanıyorum... Dayanamıyorum.

Uzak durmaya çalışacağım ki, içimdeki sevgi baloncukları patlamadan korunabilsin.

Amin.

Kötü insanlara, dolandırıcılara karşı bağışıklık sistemim çökmesin ki, kadınlardan korkulması gerektiğini, korkulacak kadar güçlü olduğumuzu anlatacak ilhamlarım biriksin. Gök gürültüsü gibi gümbürdesin.

Dördüncüsü; ...

A

A

Neydi unuttum. (Ondan morardım...)

Demin aklımdaydı oysa!

Hay Allah!

Aklıma gelince yazarım nasıl olsa.

Yonca

“şaşkınyazar”