Paylaş
E olmadı.
“Uygun” bir başlık bulamadım bu yazıya.
Sayın Okur,
Bizde kandırmaca yok! Durum neyse o.
Hem zaten diyelim ki bir yazı yazdım ve başlığı: “Anne baba sevgisinin çocuklar üzerindeki olumlu etkisi”.
Alın size hata!
Neden mi?
Çünkü yazının başlığı, o yazının okunup okunmayacağını belirliyor.
Böyle bir gerçek var.
Yazarın okuru “gel gelleme” becerisi diyorum ben buna.
Sırf başlığı çekici olmadığı için, çocuğun gibi sevdiğin, içinden çıkardığın, binbir sancı ile kaleme aldığın yazını yeterince “gel gelleyemediğin” için kimse okumayabilir mesela.
Ha ama: “Çocuk tavuğu boğazladı!” olarak at başlığı ve oradan bağla ana baba sevgisinin olumlu etkisine bak nasıl okunuyor!
Yazın sanki “Pazar malı” gibi, avaz avaz pazarlanarak müşteri çekmeyi bekliyor durumuna düşüyor aslında.
İşte bu da bana çok fena geliyor.
Gerçekler acıtır ya, bu da beni acıtıyor.
Ben pek “başlıkçı” olamıyorum. Beceremiyorum başlık atmayı. İçimden ilk geçen cümle ile başlıyorum yazıma, o da manşetsel olmuyor. Umursamıyorum. Ben seviyorum sıradan başlıklarımı, içime siniyorlar, benim için önemli olan da bu!
Ama bir okurum bu konuya taktı, çok kızıyor bana.
Devamlı ikaz ediyor sağ olsun.
Mesela bir yazım var, attığım başlıkla okunmayacağını düşündüm. Kıyamadım. Dosyamda bekliyor aylardır.
Ondan bu “başlıksız” yazıyı yazıp ucu yuvarlak bir iğne batırmaya karar verdim hepimize.
Hem zaten bu garip ve eleştirmemiz gereken sorunu “manşetsel” anlatan ne başlık atılır ki?
Atılmaz.
Sorgulanır.
Başlığa aldanmak kötü değil mi?
Hata değil mi?
Kapağına göre kitap okumak,
Tipine göre yazar seçmek,
Görünüşe saplanmak ve aldanmak aslında aldatmak ve aldatılmak değil mi?
Önyargılı olmak kötü değil mi?
Oyun ve hile ile insan avlamak ne fena değil mi?
Aldatılmak, aptal yerine konmak kötü bir his değil mi?
Doğru bir iş yapmak için yanlış bir yola başvurmak zorunda bırakmak, bırakılmak acıklı değil mi?
Okunacak ne vardıysa haber, kitap, yazı niyetine ancak “Şok!” veya “Flaş” ünlemli olunca okunur oldu.
Ve hayatımız o kadar “Ünlem!” dolu oldu ki,
Gerçek ünlemler ünsüz oldu!
Kanıksadık herşeyi.
Hayat bir garip oldu.
Bu da;
“Dam üstünde saksağan” ve/ya “Neredeeen nereye be Yonca!” dedirten bir yazı oldu ya...
Artık olan oldu.
Değil mi?
Mi.
Yonca
“şişti”
Paylaş