Paylaş
Abimdir namusumu temizlemek adına kan davası başlatmak hakkıdır.
Parayı verdiğin sürece yedi sülalemi taciz et, çocuklarımın ırzına geç, öldür... yeridir.
Sen tecavüz et biz susarız. Hatta icabında ayıp olmasın diye seni bile savunur, aklarız.
Tecavüzü kabullenmek bizi bozar; biz “boğularak öldü” kısmını daha kolay sindirir yutarız.
Suçu hep başka yerde ararız.
Hiç suçlu bulamazsak medyayı asarız.
Aramızda anlaşır canı çekene nüfus planlaması yapar gibi tecavüz edilip öldürülecek küçük çocuk da ayarlarız. Olay kazara ortaya çıkarsa örtbasını da ayarlarız.
Biz resmen hastayız!
....
Benim anladığım; üzerine eğitim ve hukukla ortaklaşa gidilmesi/savaşılması/düzeltilmesi/çözülmesi gereken sorunlarımızın özeti bunlardır. Bu sorunlar bugün Türkiye’ nin çok çeşitli il ve ilçelerinde hemen hemen aynıdır. Çünkü zihniyet budur.
Eğitim kıt, adalet deseniz yoktur!
Milli Eğitim Bakanlığı işe el atar. Çocuklara susmamayı öğretir. Şikayet edebilecek olduğu, korunacak olduğu ortamı sağlar.
Adalet kanunları düzenler ve düzenlediği kanunları uygular. Suçluyu istisnasız cezalandırır.
Yatılı okullara, bakımevlerine, çocuk esirgemelere sıkı ve bağımsız denetim gelir.
Basın da bunun takibini bırakmaz. Cart grubu curt grubu arası saçma sapan medya savaşlarını bırakıp böylesi ulvi bir amaç için bari birleşir, tüm kurumların üzerine kabus gibi çöker olanı ayna gibi yansıtır.
Adım atılırsa elbet yol da alınır.
Bu işi çözüme götürmemek suça bir şekilde ortak olmaktır.
Susmak, unutmak, umursamamak hataları yeterince tekrarlanmamış mıdır?
Yonca
“yeter”
Paylaş