Paylaş
Saçlarımı her zaman bakımlı tutmak...
Ahım gitmiş vahım kalmışken bile, kendimi kadın gibi hissetmek istiyorum.
Tırnaklarım her zaman kırmızı ojeli, dudaklarımda nar kırmızısı rujum...
En şişko halimde bile kot giymek istiyorum.
Arkadaşlarımla komşuculuk oynamak istiyorum.
Kahkahası yeri göğü inleten, ağzının kenarındaki çizgiler artık gülmekten ve konuşmaktan iyice belirginleşmişken bile mimikleri abartılı, eli kolu hiç durmayan bir kadın olmak istiyorum.
Mitinglere elimde bastonum, kolumda torunum katılmak, eşin dostun yardımıyla pankart açmak, yağmur altında bacak ağrıları içinde kıvranarak konser izlemek istiyorum.
Kar yağınca düşüp kalçamı kırmadan karla oynaşabilmek için torunlarımı çağırıp “Koşun kar getirin, kartopu atalım, evi batıralım, sonra siz temizlersiniz!” demek istiyorum.
En yakın arkadaşımın aldığı güzelim dut ağacımın altında, dizlerimizde kareli battaniyelerimiz, fonda U2, O o ooo the sweetest thing... diye mırıldanarak...
Elimizde en sevdiğimiz ve bir türlü vakit bulup okuyamadığımız kitaplar, sehpamızda rakı, meze ve balıklar, gözlerimizde burnumuzun ucuna düşmüş kırmızı kemik gözüklerimizle...
İki sayfa okuyup kıkırdayarak dedikodu yapmak...
Hayatı kutlamak...
Erkekleri çekiştirmek...
Yakalanınca da kızaran yanaklarımızdan makas alınmasını istiyorum.
Camları kalınlaşmış gözlüklerimle hâlâ kendi arabamı kullanmak, hatalı sollama yapan yaramazlara camı açıp el kol hareketleriyle kızmak istiyorum.
Torunlarımın aşk hikayelerini dinlerken, onlara acayip fikirler vermek istiyorum.
Onların en afacan sırdaşı ben olayım istiyorum.
Kendi yaramazlıklarımı anlatıp anlatıp “Siz de yapın çok eğlenceli, anne babanız kızarsa bana yollayın!” diyerek onları şımartmak istiyorum.
O yaşımda erik ağacının tepesine çıkıp erik toplamak istiyorum!
Çağlayı tuza bandırıp yemekten dilim her ilkbahar yara olsun istiyorum!
Arkadaşlarıma en olmadık şakaları yapıp, çocuklarımı utandırmak istiyorum.
Ellerim titrediğinde klavyede rahatça yazabilmek için, Apple’a mektup yazıp her bir klavye tuşunu kafam kadar yapmalarını talep eden ilk Türk kadını olmak istiyorum.
Gece vakti dalgalı denize girip boğulacak olduğum için zar zor kurtarılıp kocamdan azar işitmek, gecenin köründe uyanıp “Uykum kaçtı, midemde gaz var, kalk yürüyüşe gidelim!” deyip uykusunu böldüğüm için şap şup öpülmek istiyorum.
En pörsük halimde bile bana baktığında hayat arkadaşım, kendimi her halimde güzel hissettiren o afacan aşık gülüşünü görmek, anında yaramazca gözlerim dolu bir cevap vermek istiyorum.
En geç yaşımda, bugünkü kadar aşık olmaya devam etmek istiyorum.
Büyüyünce ben, hâlâ küçücük bir çocuk gibi, içimden geldiği gibi yaşamak istiyorum.
Yonca
“bebe”
Bu yazım bu sene 6 Nisan’da www.hurriyet.com.tr’de yayınlanmıştı. Yoğun istek üzerine bir kere de Kelebek’te yayınlamak, bugüne kısmetmiş. Oldu işte.
Paylaş