Paylaş
Hani yataktan beni spatulayla kazısanız yeridir. O yataktan kalkıp çocukları kaldırmak mecburiyeti olmasa, bilmiyorum kalkar mıyım hatta...
Öğlene doğru ne oluyorsa bir düzelme oluyor.
Öğleden sonra ise bir uyku bastırıyor ki sormayın. E tabi bastırır, gecede 3-4 saat uyursam ne ala!
Şu anda havalar da korkunç ısındı buralarda. Nem deseniz tavan yaptı. Hani az zorlasam solungaçlarım çıkar koşarken park etrafında. İçime hava değil su kaçıyor. Öylesine nem var. Silecekleri çalıştırmak gerekiyor arabada nemden.
Akşam üzeri işten çıkıp biran önce evime gidebilmek için nasıl deliriyorum anlatamam.
Yalvarıyorum artık okullar kapansın. Yetti gari. Çocuklar da bitti.
Hatta hemen izine çıkayım. Çıkabileyim. Belirsizlikler belirli olsun artık. Hemen.
Yalıkavak’a, evime, ağaçlarıma, denize, esintiye, günbatımına, baykuşuma kavuşayım.
Çocuklarla çocuk olayım. İskeleden çığlıklar atarak atlayayım. Dubaya yüzeyim. Oradan uzaklara, uzaklardan evime doğru bakayım boş bakışlarla.
Mehmet’in Çardaklı Restoran’ında rakımı içeyim deniz kenarında.
Sokak kedilerini göreyim sağımda solumda.
Gelen giden olsun, ev yine dolsun taşsın. Annem endüstri tipi mishali sürekli yemek pişirsin. Yetmesin asla...
Dostlarla sohbet edeyim iskelede.
Uyuya kalayım Zeytin Ağacımın altında...
Az kaldı.
Ha gayret Yonca...
Yonca
“aklı 5 karış havada”
Paylaş