Paylaş
İnsan bunalınca bunalmış oluyor. Gerekçeleri saçma da olsa, oluyor işte. Ki aslında hele de benim kadar “mutluluk böceği” bir tip bunalmışsa... başkası ne yapar bilmiyorum.
Bu yaz bir garip geçti. Sözde çok iyiydi; ama aslen berbattı.
Haydi beni bırakın, kime sorsam yorgun, kime sorsam dertli. Hayatımda hiç duymadığım kadar çok, sağlık sorunu olan insan haberi duyuyorum.
Ben de kendimi iyi hissetmiyorum.
Gittim bir doktora baştan aşağı bakacağız bakalım birşey çıkacak mı diye. Çıkmazsa “stresten” diyeceğiz olacak bitecek. Şükredeceğiz tabi ki.
Ama stresi küçümsememek, hassasiyetlerimizden de hastalanabilir olduğumuzu kulak arkasına itmemek gerek.
Bunları yazıyorum; ama bir yandan da “Kızım millet zaten daralmışken bir de sen böyle yazarsan olmaz!” diye diye yazıyorum inanın. Elim kırılsa da yazmasam, duramıyorum ki. Aklımdan şu gecenin saatinde başka konu da geçemiyor. Şu anda saat gecemin tam 00:30’ u. Acilen yazımın gitmesi lazım. Yoksa girmez yayına ve bu da kasar beni...
Günlüğüme yazar gibi yazıyorum ben de... aslında aklımda bu da var bir süredir. www.hurriyet.com.tr de Yonca’ nın günlüğünü yazmak ayrı bir köşede. Yapılacak öyle çok şey var ki, öyle çok şey yapmak istiyorum ki, zamanı yetiştiremiyorum hiçbir şekilde. Kaç zamandır Radyo Ben yayını da yapamadım hem, özlemediniz mi? Ben çok özledim de...
Bir gün, sadece yazı yazarak yaşamaya başladığımda, offf neler neler yapacağım... Sabır Yoncacım ya sabır!
Neyse, hani aramızda öööylesine daralanlar varsa, yalnız değiller bilsinler işte. Ben de daraldım. Hem de o biçim!
Her yerden bir sürü kötü haber geliyor. Artık bu çok can yakan haberlere dayanamamanın son haddindeyim. Dıydının dıydısının dıydısına bile kahrolabilen bir hassasiyet var üzerimde.
Herşeyden uzaklaşsam... sakinleşir miyim bir süreliğine?
O da mümkün değil ki...
Hayat bizi kendine mecbur ediyor.
Bir sürü kaygı yüzünden istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda bırakabiliyor.
Ama bütün bunların arasında, çocuklarımızın varlığı ve sağlıkları... tahtalara vurdurtuyor.
Gerisi...
Amaaan boşverin işte,
Geldiği gibi gitmesini biliyor.
Olmadı, iki damla gözyaşı sonrası itinayla bir sonraki bunalıma kadar,
Nazar misali daaağlara taşşşlara uçuruluveriyor.
Yonca
“tü tü tü”
Paylaş