Yonca Tokbaş

Zeynep’ in hikayesi

25 Haziran 2009
Bazen posta kutuma birinden bir yorum düşüyor...

5 dakikada okuyorum; ama 5 gün kendime gelemiyorum. Çünkü içinde hepimize dair, ortak ve acıtan gerçekler var.

 

Dün ilk defa yazdı Zeynep bana.

 

İznini istedim “özelini” paylaşmak için.

 

“Tamam!” dedi o da.

Yazının Devamını Oku

Bu ülkede böyle adamlar da var okuyun okuyun da içiniz açılsın

24 Haziran 2009
Aşağıda okuyacaklarınız, dünkü yazıma erkeklerden gelen görüşlerdir.

Yorumları sırf erkeklere yüklenip eleştirdiğim için bana gözüdönmüşcesine; tepki duyan, küfürü basan, hakareti sallayan, saygı sınırını aşanlardan değil de,

 

Okuduğunu anlamaya çalışan, adil, eleştirel bakma kabiliyeti olan, olana ve olaya saygı sınırları içinde bakıp sorgulayan, düşünceye katılmasa da terbiyesini bozmadan yazan, kadını insan olarak gören, insan olmak nedir bilen ve olmayı tercih edenlerden

 

Bilerek özenle seçtim.

 

Aramızda hala daha böyle “medeni” erkeklerin de olduğunu örnek gösterip

Yazının Devamını Oku

Kadın doğmak kadın ölmek

23 Haziran 2009
Kadın daha doğmadan hakkında verilmiş kararlar, konulmuş kalıplar, kapanmış kapılar, belirlenmiş sınırlar vardır.

Bin kere yıkılır bir kadın, bin kere de ayağa kalkar.

Bin kere ölür kadın, bin kere de dirilir.

Kadın can verendir; kolay kolay yılmaz, pes etmez, çalışmaktan kaçmaz, yorulmaz. Ekmeğini taştan çıkarır. Basmayın damarına, öleceğini bilse dönüp arkasına bakmaz.

Kadın suskun görünse de, hiç susmaz aslında.

Ağzını kapatırsın, gözleri konuşur, gözlerini kapatırsın, ruhu konuşur.

Aşık olmuşsa kadın mesela, gözü karadır; zinadan korkmaz, kendini aşktan alı koymaz. Haz almayı öğrendiği gün, haz vermekten utanmaz. Sevildiği ve kendini de sevmeyi öğrendiği gün kadın, gücünün farkına varır, sınır tanımaz.

Kadın inandıysa çünkü, en başta kendi gözünün yaşına bakmaz.

İşte bu “molla düzenini” rahatsız eden, tam da budur;

Yazının Devamını Oku

Köşe bulmaca

22 Haziran 2009
Bunu da yapıyorum ya ben daha ne diyeyim bana! :)

“İnternet ortamında nasıl yol tarifi yapılıp köşe bulunur” içerikli yazıma hoşgeldiniz.

 

İnternet okurlarımın bir sıkıntısı varmış.

 

Pazartesi ve Cuma günleri yazılarımı bulamamaktan şikayetçiler.

 

O yüzden buradan bu soruna acilen çözüm göstermek istiyorum. Bunu bir sanal alem borcu bilirim.

Yazının Devamını Oku

Çocuklarına bisiklete binmeyi öğreten adam

21 Haziran 2009
Adam sırasıyla önce kızına,

Sonra da oğluna bisiklete binmeyi öğretti.

 

Kadın, olan bitene sadece seyirciydi.

 

Gözleri dolup taşsa da çaktırmadan etrafa, görevi sadece fotoğraf çekmekti.

 

Kadın da bir sürü fotoğraf çekti; babayı, kızını, oğlunu, köpeklerini, o heyecanlı koşturmayı, endişeyi, sevgiyi, sabrı görüntüledi.

Yazının Devamını Oku

Çok yoruldum...

18 Haziran 2009
Film seyrediyoruz.<br><br>Dördümüz bir koltukta.

Köpeğimiz Ginger Bey ayak ucumuzda.

 

Bazen ikimiz yere iniyoruz halının üzerine, ikimiz kalıyoruz kanepenin üzerinde.

 

Bazen elele tutuşuyoruz, bazen sarılıyoruz birbirimize, bazen de gözlerimiz doluyor, göz göze gelemiyoruz daha beter olmamak için o duygulu halimizde.

 

Bazen kızım benim kucağımda bazen babasının, bazen de bir bakıyorum oğlum tırmanıp sarılmış belime, kızım gidip uzanmış babasının dizlerine.

Yazının Devamını Oku

Başlıksız yazı

17 Haziran 2009
Hoppalaaa mı?<br><br>Hoppala!

E olmadı.

 

“Uygun” bir başlık bulamadım bu yazıya.

 

Sayın Okur,

 

Bizde kandırmaca yok! Durum neyse o.   

Yazının Devamını Oku

Sen küçükken hiç dayak yememişsin anlaşılan...

16 Haziran 2009
Derler “uygunsuz” davrandığımız zaman.

“Allah’ ın sopası yok ki!” de derler bazen. 

 

Yemeğimizi bitiremezsek, arkamızdan köpek kovalar bizi.

 

Isırmak için.

 

Korkuturlar bizi masum köpeciklerden bile.

Yazının Devamını Oku