Paylaş
Olması gereken olanları
Kabul gördürülmüş, dayatılmış ve bilmem kim tarafından uygun görülmüş normları…
Hepsini iade ediyorum.
Hiçbirini kabul etmiyorum.
Bir güzel protesto ediyorum.
Oh çok rahatladım.
Bakın bugün 1 Nisan... Neşe doldu bile insan! J
Madem artık mevsimlerden bahar, doğallığın bile fotoşoplu, ışığı ayarlanmış, çizgileri azaltılmış, rengi canlandırılmış olarak algılandığı herşeyi reddetme hakkımı kullanıyorum.
Doğallığın bile sunilendirilmişini sevmemizle dalga geçmek istiyorum.
İşe kendimle dalga geçerek başlamak istiyorum.
Evet, gülünce gözlerim Japon çizgifilm kahramanları gibi tek çizgi oluyor… Bir de üzerine güneş ve rüzgar eklenince de gözlerim iyice kısılıyor.
Gözlerim 37 yaşıma doğru yol alan, şarap gibi kırmızı bir kadın olduğum için artık daha belirgin çizgilerle doluyor!
İki kaşımın arasında uzun ince bir yol oluşmaya başladı, beni ikiye bölüyor..
Yanaklarımın yanlarında kocaman otobanlar var, güldükçe giderek kalınlaşıyor,
Üstelik, burnumdaki kırık ben güldükçe daha da belirginleşip yamuluyor! Bu da beni çok güldürüyor...
İnsan büyürken bazen eskisi gibi kalmayı da istiyor. Büyümek kolay iş değil, off çok da uzun sürüyor. Büyü büyü bitmiyor!
Bütün estetik kaygılar bir yana,
Bazılarımızın ciddiyeti vesikalıkla bağdaştırıyor olması beni çoook üzüyor.
“Zaten kadın yazarları ciddiye almıyorlar, ya seni de çimlerde uzanmışsın diye ciddiye almazlarsa?” diyerek benim için endişelenen okurum, gidip en ciddi fotoğrafıma oy vermek zorunda kalıyor.
Oysa okurun içinden de en zıpır fotoğrafımı seçmek geçiyor.
Bu çok büyük haksızlık!
Ciddi olmak çimlerde uzanmamak mı?
Ciddi yazılar yazmak için kahkaha atmak yasak mı?
Dünyanın en ciddi adamı sizce hiç çimlere uzanamaz mı?
Fotoğrafla ciddi olmak mı,
Yoksa
Hayatı çok ciddiye alıp eğlencesini asla kaçırmamak mı?
Yonca,
Saçları fönsüz, fotoşopsuz, dolgusuz osuz busuz,
Gayri profesyonel, ışıksız, renk ayarsız, onsuz bunsuz,
Olduğu gibi...
Defolu yani!
Saçı başı dağınık,
Yeri geldiğinde anne, içinden geçtiğinde çocuk,
İcab ettiğinde çok ciddi,
Canı çektiğinde Radyo Ben’ de hikayeli
Mecazi,
Bazen de en alasından bir geyikçi J...
Bu Yonca çimlerin üzerinden uzanarak sizlere,
Bildirir miii, bildiremez miii?
Burası www.hurriyet.com.tr
Fatih Çekirge bana daha en başında “Burada sınır yok!” demişti...
Aldı başına benim gibi belayı,
Olan oldu bir kere!
Siz de kırın zincirlerinizi,
Tavsiyem olsun,
En azından bir kere!
Yonca
“gözükara”
Seçim sonuçlarını açıklayan ciddi dip not:
Oylama başlangıcı: 31 Mart 2009, saat 03:30
Oylama bitiş saati: 31 Mart 2009, saat19:00 (oylama bitti, ben de bittim!)
Toplam seçmen sayısı: 1105
Açılan ileti sayısı: 1105 (perişan ettiniz beni!)
Geçerli oy sayısı: 982
Geçersiz oy sayısı: 123 (oylarınız malesef “sandık” kapandıktan sonra geldi... )
Durumu anlatan tablolar aşağıda alelacele eklendi J
Durum bariz ortada…
Zevkle uygulaması da,
Kaldı bana…
Yarından itibaren...
Yonca
“Alis Harikalar Diyarında” J
Paylaş