Paylaş
Her ne kadar birileri tam bilmeden “bunlar daha toplanmaz” dese de, ben onlara bakıp olgunlaştıklarını gördüğüm ve öyle hissettiğim için toplar, tipine göre kimini taşla kırar, kimini çizer, kaya tuzu ile suya koyar, karanlıkta bekletir, rengi dönünce de afiyetle yerdim. Hep yaptım yedim de...
Gelen misafirlere de toplatıp yaptırıp evlerine gönderdim. İçgüdülerim beni hiç yanıltmadı, hatta bu sayede, beni gerçek zeytin ve yağı dostlarına da götürdü.
Ağaçlarım küçük ve az sayıda olunca, canlarını yakmadan, dövmeden, sarsmadan toplamak mümkün oldu. Ağaçlar da coştukça coştu, her sene zeytin veriyorlar.
Geçtiğimiz sene hasat zamanı gidemeyip geç kalınca bütün zeytinler yerlere düştü, çürüdü. Çok üzüldüm.
Üzüldüm çünkü meyve veren bir ağaç ve meyvesini ziyan etmişsin düşünsene.
Tıpkı çocuklarını harcamak gibi...
Sizlere daha önce de birkaç kez yazdığım Zeytin Dostu Derneği ve oradan tanıdığım müthiş dostlarım var. Ferudun Kaykı, Zeytin Dostu Derneği Muğla il temsilcisi ve eşi Nurdan Hanım, onlardan sadece ikisi.
Sayelerinde, dünyanın en iyi 500 zeytinyağı ödülünde yıllardır ilk 10’da olan, fabrikası butik, zeytinin yağı muhteşem olan Eczacı Atilla Totoş Bey ile tanışmıştım. Atilla Bey zeytin ve yağı ile değil, zeytinin bilimsel şifası ile de ilgili çalışmalar yapıyor. Yakında bütün Türkiye duyup tanıyacak onu ve zeytinyağlarını. Ki zaten bilen biliyor onu.
Bu yaz sonu ikizler yüreğimizi hoplatınca apar topar dönüş yaptık malum. Zeytinler ağaçta kalıp yine ziyan olacak paniğiyle Ferudun Bey’e yazdım, imdat ne olur zeytinlerimi kurtaralım diye.
Ferudun Bey, eşi Nurdan Hanım yanlarına zeytin ağacını, yaprağını, meyvesini ve dertlerini de bilen ve çözümünü doğal olarak yapabilecek Uzman Birsen Hanım’ı da alarak bahçeme uçtular resmen.
Zeytin sineği ile nasıl baş ederim, zeytinlerime nasıl sıfır kimyasal tamamen doğal bakım yaparım diye bana yol gösterici oldular. Hatta siz bunları okurken onlar benim bahçemde zeytinlerime kendi bebekleri gibi bakıyorlar.
Yetmedi, Likya Yolu Ultra Maratonu sonrası için sözleşmiştik, zeytinlerimin erken hasatını yaptık.
İMECE usulü ile yaptık hem de. Bu ülkeye en çok hatırlatmak istediğim, unutmuş olduğumuz değerlerimizden biridir imece. Yani gönülden yardımlaşma.
Komşum Gülseren, kuzenim Damla, Ferudun Bey, Nurdan Hanım, Eren ve birkaç zeytine gönül veren kişi, hep beraber ağaçları incitmeden, dallarını kırmadan zeytinlerimizi topladık.
Atilla Bey’in Milas’daki fabrikasına gittik, 50 kilo kadar zeytinimden 5 lt kadar erken hasat soğuk sıkım zeytinyağı çıktı. Gözlerimle tanıklık ettim tüm sürece.
Ömre bedel ve değer bilgi aldım, öğrendim.
Zeytinin yağının hikayesini anlatmak istiyorum ben de herkese.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün de geldi yanımıza tanışmaya, bizi izleyip desteklemeye. Muğla ilinin zaten zengin olan tüm yerel kaynaklarının mümkün olan en iyi şekilde değerlendirilmesi için destek veriyor. Dahası o da zeytin dostu. Hatta korunmaya alınması gereken 100 yıllık zeytin ağaçlarının tescili için de ayrıca destek veriyor.
Nihayet aynı dili konuşabildiğim, doğaya, doğal kaynaklarımıza, bu işe emek ve gönül veren birileriyle beraberim diye şükrettim o gün.
91 çeşit zeytin var.
Benim zeytinlerim memecik cinsi. Polifenol oranı en yüksek olanlardan. Yani şifa gibi, ilaç gibi zeytin. Acısı makbul olan, ölümsüzlüğü acısından kaynaklanıp insanın ömrüne ömür katan...
Zeytindeki polifenol bir değer...
Öğrendiklerim bugün bu köşeye sığmaz.
Instagram hesabımdan da paylaşıyorum yaptığım çekimleri.
Yazmaya devam edeceğim..
Zeytinin ve yağının hikayesinin arkası gelecek, bu giriş.
Koruyun zeytini.
Zeytin hayat gerçekten.
Siz ona hayat verdikçe o da size verir.
Yonca
“yeşil zeytin”
** Yonca notu: Atilla Bey’in ödüllü zeytinyağlarına www.tuay.com.tr adresinden veya (0252) 572 74 74 numarasından ulaşabilirsiniz. Doğru ve sağlıklı zeytinyağlarına nasıl ulaşırım derseniz, Zeytin Dostu Derneği’ne danışın derim: www.zeytindostu.org.tr
Paylaş