Paylaş
57 km OCC parkurunu 13 saat 41 dakika 15 saniyede bitirdim.
3463 metre irtifa kazanımı olan, İsviçre’de Orsiere’den başlayıp Mont-Blanc etrafında dönüp Fransa’da Chamonix’de biten yarışta yaşadıklarımı bugüne yazıp yetiştirebilmem imkansızdı.
Farklı kategorilerde yarışan 5 Türk kadını olarak hepimiz finişi gördük!
Şu an ben bunları yazarken 171 km, 46 saat limiti olan olağanüstü zor hava koşullarında hâlâ UTMB koşan arkadaşlarımı düşünüyorum!
Müthiş bir gurur bu.
Ben dünyanın en iyileriyle aynı startı aldım. Yarış direktörlerinin “ekstrem hava koşulları” dedikleri bir ortamda gayet emin, doğru zamanda doğru kararlar alarak ilerleyip o çamur deryasında, o düz duvara tırmanmaktan beter eden çıkış ve “Bu nasıl iniştir” diye diye inleten inişleri aşıp finişe geldim.
Biz yürümeye zor derken bu yarışlarda koşan arkadaşlarımın öğütleri, verdikleri ilham ömürlerine ömür katsın! Hepsini yazacağım!
Kızım Destina, oğlum Aslan Cem yarış başı, ortası, sonu ve sonrası bana ömrü hayatımda unutamayacağım destekle ana-babalık yaptılar.
Beni saatlerce yağmur, dolu, çamur, ayazda bekleyip, finişte ve sonrasına pamuklara sardılar...
Dünyanın ultra trail (patika koşusu) zirvesinden 3 puanı ve yarışı bitirenlere verilen yeleği kazandım, çocuklar gibi mutluyum.
Okur, arkadaş, aile, takipçi... Böylesi bir destek hayatımda görmedim, kim görmüştür bilmiyorum.
Neye şükür ve teşekkür edeceğimi şaşırdım.
Şu an “Hadi bir daha koş” deseler don paça giderim, o kadar sevdim, zevk aldım bilin!
Tek içimde kalan Türk spor basınının yokluğudur, eksikliğidir...
TRT vardı bir tek. Ömer Yavru ve kameraman arkadaşımın (adını heyecandan unuttum, çok utanıyorum), hepimize gösterdiği ilgi, yarışı ve ortamı memlekete aktarmak için gösterdiği çabalar gerçekten takdirlikti söylemek istiyorum.
Dünya basını 92 ülke vatandaşının katıldığı olimpiyat ortamını haber yaparken, bizden de bir basın ordusunun orada olmasını, ülkemize bu yazının başında kurduğum cümledeki, tüm kelimeleri aktarıp umut ve azim haberlerini su gibi akıtmasını dilerdim.
Ama o da olacak. Bu konuda daha çok çalışmalıyım karar verdim.
Ben de yine ve her daim telefonumdan sosyal medyam, her türlü imkanım aracılığıyla canlı yayın yapar, yine hayatta her insanın kendini aşabileceğini, çalışkanlık ve azimle aşılmayacak dağ olmadığını kanıtlayan bu ortamı anlatır, hepimizi yüreklendirmeye devam ederim.
OCC yarış raporumu uzunca yazacağım.
Gittim, gördüm, koştum, bitirdim!
Herkese canı gönülden teşekkür ederim!
Dağ keçisinin ta kendisi benim!
Yonca
“Me-eeeee”
Paylaş