Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Tülin Şahin

Telefon çaldı, açtım.

Haberin Devamı

“Merhaba Yonca, ben Tülin Şahin. Gazeteden aldım telefonunu. Geçen hafta yazdığın bir konu içime dert oldu, müsaitsen konuşmak isterim.”
“Pek tabii” dememle, Tülin kendine hayran olup saygı duymama yol açan şu cümleleri söyledi:
“Geçen hafta ‘Ünlü Çokamaçlı’ adlı yazında, bir magazin programında ünlü birinin sağlık konusunda verdiği yanlış bilgilerin ‘flaş flaş’ sunulmasını, dahası uzman olmayan birinin bu bilgileri veriyor olmasını eleştirdin. Acaba o bizim program mı? Ben bu konuda çok hassasım. Birincisi uzman görüşü, onayı olmadan bir bilgi asla vermiyoruz. Dahası, ‘flaş flaş’ veya ‘az sonra’ şeklinde yayın da yapmıyorum, sevmiyorum. Bu konuda gerçekten çok hassasım. İnsan sağlığıyla ilgiyi bir konuda doktorlara, işin uzmanına danışmadan asla bilgi vermiyorum. Yazını okuduktan sonra acaba biz bu konuda bir hata yapmış olabilir miyiz diye programı yeniden seyrettim. Maalesef o hafta program 2 dakika kısa kalınca ‘az sonra’lı bir kısım girilmiş, benim dikkatimden de kaçmış. Eğer bizsek eleştirdiğin, bilmek, özür dilemek ya da açıklamak isterim. Bir hatamız varsa mutlaka düzeltmek için çalışırım.”
Tülin cümlesini bitirince “Tülin, acaba seni klonlayıp çoğaltmak mümkün mü?” dedim ve devam ettim:
“Seni sadece basından tanıyorum. Müthiş bir insanmışsın. Çok mutluyum şu anda gösterdiğin hassasiyete. Bir, o program senin programın değildi, uzman olmadığı konuda uzmanmışçasına ahkam kesen de sen değildin. Bu telefonu açmayı, onu bırak, kendini sorgulamayı düşünecek kadar titizlenmen, zaten senin bir şeyleri doğru ve iyi yaptığının kanıtıdır benim için. Düşünsene, hatasını umursamadan insan sağlığını hiçe sayabilecek söylemlerde bulunan kişiler hâlâ üstüne bile alınmıyor. Çok teşekkür ederim.”
İşini ciddiyetle, sorumlulukla yapan, dahası kendini eleştirmeye bu kadar cesurca açık olan nadir insanlardanmış Tülin Şahin.
Ba-yıl-dım.
Yonca
“hayran”

Haberin Devamı


Sebastian

Cengiz, Hande Yener’in Sebastian şarkısı için “zamanlama hatası” yazmış, hani yaza daha yakın çıksaydı diye. Ben de daha yeni sardım şarkıya, hatta mayıs ayı için Spotify’da yaptığım “Mayflower Tree” listeme ekledim. Ha bire sil baştan dinliyor, coşuyor, eğleniyorum.
Ben bu Sebastian esprilerine de geç dahil olup geç anlamıştım zaten. Bir dolu şarkıya herkes aynı anda takılmıyor ki hem... Yani diyeceğim şu, geç erken bilmem, bir şarkıya takıldın mı zaman bir şey ifade etmiyor.
Nitekim bu ara bir Sebastian, iki Halil Sezai ve Çiğdem Erken düeti olan Dünyayı Durduran Şarkı dolanık dilime.
Stromae’den Formidable ve Iyeoka’dan Breakdown Mode’u saymazsam tabi.
Yonca
“listeci”

Haberin Devamı


Rahmi Koç

Pazartesi günü size yazdığım dünyayı bisikletiyle turlayan Gürkan Genç’in her anlattığı olay başka dokunaklı.
Dünya turundan önce Japonya’ya bisikletle gidip gelmişti Gürkan. TV’de onu anlatırken “Nasıl gittin Japonya’ya bisikletinle?” diye sorulunca, Gürkan da “Bakkala gider gibi gittim” diyor. Programı izleyen Rahmi Koç, Gürkan’ın yaptıklarından çok etkileniyor. Derken, Gürkan’ı Ankara’daki Rahmi Koç Müzesi Müdürü arıyor ve “Sizi bisikletinizle müzemize bekliyoruz” diyor. Gürkan bir gidiyor ki, Rahmi Koç karşısında, öğle yemeği için kendisini bekliyor.
Yemekte bütün hikayesini dinliyor ve Gürkan’a Japonya turunu yaptığı bisikletini müzede sergilemeyi teklif ediyor.
Zaten Ankara’daki Rahmi Koç Müzesi, Vehbi Koç’un bakkalının yerinde bakkal korunmuş olarak kurulmuştur. Yani Gürkan’ın “Bakkala gider gibi Japonya’ya bisikletle gittim” demesi üzerine, Rahmi Bey’in fikriyle o bisiklet, 2011’den beri bakkalın tam önünde sergileniyormuş.
Daha bitmedi...
Müthiş bir insan Rahmi Bey!
Tur bitince, Ankara’daki müzede yeterince yer olmadığı için, İstanbul’daki müzede Gürkan Genç’in balmumundan heykeli ile dünya turunu yaptığı “demir atı” da sergilenecekmiş. O yüzden, bu bisikletin her türlü eskiyen, bozulan parçası, müzeye gidecekleri güne kadar Ankara’daki evinde korunuyormuş.
Rahmi Koç’un bu fikri ve bu kadar anlamlı bir hayale verdiği destek beni şaşırttı mı? Hayır.
Boşuna büyük olmuyor bazı insanlar...
Size bir de, Gürkan’ın dünya turunu yapabilmesi için ana sponsor olan Atılım Üniversitesi sahibi Yalçın Zaim’in Gürkan’la nasıl buluştuğunu anlatacağım.
O hikaye de kadar anlamlı ki...
Anlatılmaya, takdire, teşekküre fazlasıyla değer. Bana umut veren, güzel şeyler yazma şansı veren hem büyüklerimize hem küçüklerimize gönülden teşekkürler.
Yonca
“hakkı teslim”

Yazarın Tüm Yazıları