Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Küçük mutluluklar

Çoook uzun zamandır sabahları erken kalkıyorum..

Haberin Devamı

Yaz kış bu böyle.
Eskiden bu erken kalkışlar sadece çocuklar içindi. O dönem gözüm hep uykudaydı.
Ah keşke bir saat daha uyuyabilsem diye ne iç geçirirdim o zamanlar.
Çok zor bir şey bir annenin bitmek bilmeyen uykusuzluk durumu. Buradan tüm uykusuz annelere canımın içinden selam ediyorum.
Bir gün geliyor, hepsi uyuyor inanın...
Nitekim benimkiler hayli uzun zamandır uyuyor ama bu sefer de ben kendim erken kalkıyorum. Çünkü koşuyorum.
Çocukların hayatından zaman çalmayayım filan derken bir baktım sabah güneşten önce kalktığım zamanlar arttı.
Ben güneşin doğuşuyla arkadaş oldum. Aramızda bir aşk var. “Kıskanıyorum kendimden” diyordu ya şarkı, doğru.
Kıskanıyorum kaçırdığım zaman.
Başkaları gördü ben kaçırdım diyorum...
Sabahın o saatlerine tanıklık etmek insanı değiştiren, dönüştüren ve büyüleyen bir şey.
Güneşin doğduğu gökyüzü renklerinin şeftaliden maviye dönüşü, nemin havada asılı kalmış hali, havanın tüylerimi ürperten sessizliği, bir esintinin yanaklarıma en beklemediğim anda çarpması...
İnanın bütün bunları sabah o saatlerde sokaklarda koştuğum için bu kadar ciddi fark ediyorum, eskiden hiç bilmezdim o saatin sihirlerini.
Geçenlerde bir sabah aşırı sıcaktı. Sonra bir anda bayır aşağı giderken rüzgar çıktı ve o an o rüzgara nasıl teşekkür ettiğimi, hani bulsam ete kemiğe bürünmüş halini alından öpmek istediğimi filan düşündüm.
Ne kadar küçük bir şey değil mi bu dediğim aslında.
Ama küçük değil işte.
Büyük!
Çok düşündüm bunu o günden beri.
Küçük şeylerle mutlu olmayı hatırlamaya ihtiyacımız var.
Doyumsuzluktan yorgun gönüllerin bir lokmayla da doyduğunu ve bunun da yettiğini hatırlamaya ihtiyacımız var. Kızımla çıktık bir sabah koşmaya mesela.
Yolun kenarında, çöplerin sağa sola saçıldığı, inşaat kalıntılarının içinde bir yerde açan rengarenk çiçekleri gösterdim.
“Adlarını bilmiyorum ama bak burada büyüyorlar ve çok güzeller” dedim.
Destina da bakakaldı. İlk defa fark etti o çiçekleri yolun kenarında. Ben de o anda, çiçeklerin oradaki varlığını fark eden iki kişi olduk diye sevindim mesela.
Başka şehirlerde o çiçekleri parayla dikmeye çalışıyorlar yollara. Suluyorlar, bakıyorlar, servet döküyorlar.
Oysa burada bu çiçekler kendiliğinden büyüyor.
Ne büyük bir kudret doğanınki, ne büyük sabır ve güç.
Koca bir yaz sözüm ona inşaat yasağı var değil mi!
Yalıkavak’ta gördüğüm inşaatlar devam ediyor cayır cayır. Kamyon trafiği şiddeti var. Koca koca kamyonlar aralıksız gelip geçiyor, insanlar sürekli her yeri çöplüğe çeviriyor ve fakat doğa bütün bunları görüp yaşamaktan vazgeçeceğine sürekli ama sürekli kendini dik tutuyor, yeşeriyor, çiçek açıyor, gülümsüyor.
O yolda dilersen o çiçekleri görme şansın da var Yonca diyorum ben de kendime. Bari sen çık git gör onları orada, yalnız bırakma diyorum kendime.
Nasıl çabalıyorum ben de bilemezsiniz o küçük gibi görünen devasa çabayı fark etmek için...
Çünkü değer!
Çok ama çok ihtiyacı var doğanın yoktan var ettiğini fark edip takdir etmemize.
Haftada bir kere, kaldırın kafanızı, sağınıza solunuza bir bakın ve ısrarla ve inatla küçücük bir mutluluk görmeye çalışın.
Görene kadar da vazgeçmeyin.
Sonra o küçük ve mutlu şeyi birine anlatın. Bana anlatın kimse yoksa.
Ben dinlerim. Duyarım. Gülümserim.
Evren de duyar, doğa da...
Bu mutluluk bedava, bulaşsın okuyana.

Yonca 
“püfür püfür”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları