Paylaş
Bu tanımdaki en kilit kelime bence “peşin”.
Yani sen peşin peşin ödemişsin o şeyin hakkında verdiğin kararın bedelini.
Ben bunu kesin yapamam demişsin ve eminsin öyle olacağından. O peşin fikir artık değişmez olmuş, bitmiş gibi.
Oysa türlü çeşit durum, koşul var. Hava değişiyor, sen değişiyorsun, hayat değişiyor.
O gün o saatte, o koşulda yapamadın evet. Ama bunu başka bir gün, saat ve durumda yapamayacaksın diye bir şey yok. Onu bilmiyoruz bile. Olabilecek olasılığını vermiyoruz yine de.
Kimi zaman kadınlara gelin koşalım diyorum; “ben koşamam” diyorlar.
Sonra bir şekilde bir araya geldiğimizde 100 metre tıngır mıngır koşuyoruz diyelim... O mesafe, o zaman 1 metre, bir saniye uzayacak mı, uzarsa yaparım yapamam filan diye ne çok kaygı, endişe ve tartışma.
İşte o zaman soruyorum: “Peki 100 metre ötede çocuğun, sevdiğin düşse... Bir anda ağlamaya ve seni çağırmaya başlasa? Kaç metre, ne kadar zaman, nasıl gibi sorular aklına gelir mi? Ne yaparsın?”
Cevap hep çok hızlı ve net veriliyor: “Koştuğumun farkına bile varmam, koştuğumu düşünmem bile... Hemen koşar giderim yanına...”
Demek ki en azından oraya kadar anında koşabilir, ne gerekiyorsa yapabilirsin!
Yapamazsın, edemezsinler...
Bu bana olmaz, bu bana yakışmaz, ben o işe girişemem, beceremem, isteyemem, elde edememler...
Benim şuyum eksik, bende bu yoklar...
Hep bunları söylüyoruz kendimize.
En çok dikkatimi çeken şeylerden biri de şu... “Kendinde en gıcık olduğun şey ne?” diye sorduğumda oy oy oy oy, ne çok cevap, ne çok şey var söyleyecek.
Ama “Kendinde en çok takdir ettiğin şey nedir, kendinde en çok neyi seversin?” diye sorduğumda bir derin sessizlik, duraksama, gözler yere bakmaya başlıyor anında. Daha beteri cevap yine neyine gıcık oluyor, neyi sevmez onunla başlıyor...
O yüzden hafta sonuna girerken, kendi kendimiz için zincir kıran bir şey yapma hakkımızı kullanalım diye düşündüm.
Ve 2 soru sormaya karar verdim.
1- Kendinde en çok takdir ettiğin yön, beceri, yetenek nedir?
2- Bu yönün, bu becerin, bu yeteneğin sana neler kazandırıyor?
İnsanın kendine dair önyargıları yerine becerilerini, takdir ettiği hallerini düşünmesi, adını koyması, fark etmesi kanımca bir çeşit kişisel aydınlanmadır.
Kendimize dair bu kadarcık bir şeyi keşfetmek adına bir mola verip çalışmayı hak ediyoruz bence.
Cevaplarınızı dilerseniz yazın, çat diye cesurca paylaşın istediğiniz birileriyle.
Veya varsa sosyal medya hesabınızda paylaşın. Sizde kalmasın sadece keşfiniz.
Belki bir başkasının da kendinde neyi takdir ettiğini hatırlatmış olursunuz böylece. Veya düşünmesine neden olursunuz...
Bütün bunları Güçlü Kadınlar Konferansı öncesi çalışırken düşünüp not almıştım.
O konferansta dün ne konuştuk, onu da yazacağım sizlere.
Kendi gücünü hatırlamak, başkasına da kendi gücünü hatırlatabilir. Düşünmeye kafa yormaya davet edebilir.
Paylaşmak cesarettir, cesaret bulaşıcıdır ve yüreklendirir.
Umut verir!
Biz kadınlar birbirimizi yüreklendirsek ya işte.
Yonca
“güven”
Paylaş