Dağları aşan kadınlar

Okumayanlar bence okusun.
Uzun zamandır kadınlığı, kadınları, kadın bedenini, kadın gücünü, kadın girişimciliğini, kadın dayanışmasını, kadın doğasını düşünüyorum.
Likya Yolu Ultra Maratonu (LYUM) yollarından yazıyorum size bu satırları.
Geçen sene ultra kategorisini (256 km kendi kendine yeterlilik) koşan dört kadındık.
7 gün boyunca dağları, patikaları, ormanları, denizleri, kumlu/çakıllı sahilleri, dikenli kayalıkları, sarp uçurumların kenarlarını tırmanıp koşarak aşarken; 7 gün/gece boyunca bunu yaparken bedenimin neye nasıl uyum sağladığına, sürünmekle şaha kalkmak arasında nasıl hızlı geçiş yaptığına, tahminlerimin ve kafamda canlananların tam tersine her şeye aslında ne kadar kolay dayanabildiğine şaşmıştım.
Evet, çok zordu VE meğer ne kadar dayanıklıymışım ben de!
Hayatta ne kolaydı ki hem?
Doğum mu?
Hamile kalmak mı?
Karşılıklı aşkı bulmak mı?
İyi bir iş, mutlu bir aile ve ev ortamı kurup sürdürmek mi kolaydı?
Patronla veya iş arkadaşlarınla geçinmek mi daha kolaydı?
¡¡¡
Bileğimdeki sakatlık beni bu sene ultradan alıkoydu.
6G var, iyi ki var, start aldım, bırakmak zorunda kalırsam, koşanlara destek için organizasyonda gönüllü çalışırım.
Likya Yolu Ultra Maratonu, Türkiye’nin ilk ultra maratonudur. Dünyanın Patika Koşu Zirvesi Ultra Trail Du Mont Blanc için 5 puan verir. Almanya, Amerika, İngiltere, Rusya, Danimarka, Mısır ve Katar’dan gelenler var.
Yonca sen hele neden “Dağları Aşan Kadınlar” diye attın başlığı, ona bir gel!
Ultra maraton 256 km kategorisi 5 puan veriyor. 21 kişi var; 15 erkek, 6 kadın.
6G kategorisi 140 km, koşan 120 kişi!
Olympos Ultra Trail 70 km ise 3 puan veriyor, koşacak 10 kişi.
Gelidonya 37.5 km 2 puan veriyor, kaydolan 30 kişi.
6G katılım sayısındaki rekor artış demek oluyor ki daha çok insan doğaya ve patikalara güven kazanır; gelme isteği, cesareti bulur oldu. Herkes Likya’nın tamamını yaşamak istiyor. Tadımlık kesmiyor.
Demek ki ultra maraton koşacak insan sayısı da ciddi anlamda artacak. Daha önemlisi ultra maraton koşan kadın sayısı herkesi şaşırtacak kadar artacak. (Yonca demişti dersiniz.)
Çünkü 6G, sınırlarınızın ne kadar geliştirilebilir olduğunun ve gücünün farkına varmanın ilk kanıtıdır.
6 gün sonunda o finişi gördün mü, artık sen dağları aşmış bambaşka bir sensindir. Finişi göremesen de, gittiğin kadarında aştığın sen yine kendinsindir.
Hayat bildiği gibi gelsin arkadaş, sen üstesinden gelecek en güçlü çözümün kendisisindir.
Sayılara bakmaya devam.
LYUM’a gelen toplam 263 kişinin 143’ü erkek, 120’si kadın.
Türkiye’de hangi yarışta kadın sayısı erkek sayısına bu kadar yaklaşmıştır meraktayım.
Bu, benim bugüne kadar gördüğüm, en dengeli kadın-erkek oranı.
Üstelik dağlarda, çadırlarda hep birlikte 6 gün zaman geçirilen, her türlü zorluğun birlikte yaşanıp aşıldığı bir ortam.
Ha şimdi sıkı durun.
Musa Dağı 16.5 km parkuru için kaydolan 82 kişi.
82 kişinin 44’ü kadın, 38’i erkek.
Kadın sayısı, erkek sayısından fazla!
Koca Musa Dağı’nı koşarak aşmak için kadınlar gümbür gümbür çatır çutur geliyorlar!
Türkiye’de kaç yarışta kadın sayısı erkekleri geçmiştir?
“Kadınlar dağları aşmaya geliyorlar... Kadınlar dağları aşmaya geliyorlar!” dedim durdum ekran karşısında.
Kadınlar kendini tanımak, denemek, sınırlarını aşmak için hazır.
Bu nasıl müthiş bir cesaret ve özgüven uyanışı biliyor musunuz?
Bu nasıl büyük bir harekete geçiştir, beden ve beyin gücünün farkına varıştır yazdığım şeyi görüyor musunuz?
Bu ülkenin kadınları şaha kalktı ahali!
Kendinin ve yapabileceklerinin sınırlarını büyütüyor ve meydan okuyor.
Clarissa Pinkola Estés “Kurtlarla Koşan Kadınlar”ı yazmış olabilir ama benden de size söylemesi, bu ülkenin kadınları da “Dağları Aşan Kadınlar” kitabını hep birlikte yazıyor. Yüzümde afacan bir gülümseme...
Gelidonya Feneri’ne vardığımda, gökyüzünün denize, denizin gökyüzüne karıştığı o kutsal zirvede, durup kurt gibi uluyacağım.
Uuuu uuuuuu...
Yonca
“kurt kadın”