Paylaş
Argos in Cappadocia Oteli’nin balkonundan sonsuz manzaraya bakarak yazımı bitirip yarış kamp alanına giriş yapacağım.
Startı dün aldık. 3G çalıştığı ve gücüm yettiği zaman Instagram’dan canlı yayındayım. Amacım buraları ve “bunlar neden koşuyo” kafalarını anlatıp özendirmek.
Instagram: @4yaprakliyonca
Kaç çılgınız?
97 kişiyiz. 46 kişi Ultramaraton kategorisinde 260 km koşacak. Kalanlar 6G, 4G ve uzun gün kategorilerinde.
Kurumsal hayattan gelen biri olarak takım ruhu denen şey için onlarca etkinlikte bulundum, hiçbiri bana buralardaki kadar TAKIM ruhu nedir anlatmadı. İsterdim ki takımsal gruplar da olsun. Umarım Likya Yolu Ultramaratonu için kurumsallar uyanır.
Almanya, Kore, Danimarka ve Umman’dan yabancı katılımcılar var.
Alman Thomas Eller, kızının doğum lekesini takip ederek kendi biyolojik babasının bir Türk olduğunu öğreniyor ve babasını Aksaray’da buluyor. Tuz Gölü’ne, baba topraklarında koşmayı köklerine dönüş olarak tanımladığı için gelmiş mesela. Hikayeler inanılmaz.
Sponsorluk
Yapılan araştırmalar, takım sporlarından bireysel sporlara ve doğa sporlarına, özellikle de koşuya ciddi bir kayma olduğunu gösteriyor.
Koşuda ve doğa sporlarında futboldaki gibi şiddet, öfke, hırs, yendin yenildin hikayesi yok. Dinginlik, bilgelik, dayanıklılık ve dayanışma var.
Runfire Cappadocia sponsorları; Mizuno, Arvento, Amarok (VW), Garmin, Coca-Cola, Argos in Cappadocia Otel, Scorp, And Outdoor ve TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi desteği olmasa bu mucizevi doğada, ortamda olamazdık. İyi ki destekleri var. Özellikle teşekkür etmek istedim.
Basın da burada
İlk defa bu kadar ilgili gazeteci arkadaşımın burada olması, anlattıklarımı dinledikten sonra, eylül sonu Likya Yolu Ultramaratonu’na da gelip katılımcıların deneyimlerini yarışa katılıp yaşayarak anlatmak için heves etmesi benim için hem mutluluk, hem de bir çeşit zafer hissi. Basın olarak tarafları bırakıp spor ruhu etrafında birleşiyor olmak, şahane bir duygu.
Yerli basından Nilay Örnek (Sözcü Gazetesi), Aslı Örnek (Sabah-Günaydın), Tevfik Taş (Atlas Dergisi), Deniz Özturhan (Cumhuriyet Gazetesi), Kaan Sezyum ve adamintown.com’dan Alexander Koko olan biteni anlatacaklar.
Yabancı basından da Sugarpop yazarı Leta Shy, shape.com yazarı Karla Bruning ve Men’s Running’den Thomas Miles var. Karla üç gün boyunca bizimle arazide gözlemleyecek olanı biteni.
Yanıcaz mı donucaz mı bilmiyom gari
Siz bu yazıyı okurken ben Uçhisar’dan çıkmış, Damsa’dan Kayırlı’ya doğru koşuyor olacağım. Mesele yürümek veya koşmak değil. Devam ettiğin sürece, bir yere varabilmek. Hayat gibi.
Adı Runfire bu yarışın ve evet gündüz sıcaktan yanıyoruz, geceleri de bozkır soğuğunu yaşıyoruz. Hiçbirini dert etmiyor, uyum sağlıyoruz. Burası Kapadokya. Anadolu’nun kalbi. Volkanik tüfün yarattığı, rüzgâr, kar ve yağmurun binlerce yılda nakış gibi işlediği, benzersiz bir coğrafya. Binlerce yıl önce altında şehirlerin oyulduğu, milyonlarca güvercinin kanat çırptığı, keşişlerin yüzyıllar boyu yeryüzünün en büyük manastır yerleşkesinde inzivaya çekildiği mistik bir toprak.
Hititlerin yurdu, üzüm ve şarabın anavatanı, Selçuklu’nun kalbi, Anadolu bozkırının vahası. Daha ne diyeyim size... Memleket mucizevi! Değerini bilin e mi...
Yonca “milyonlarca güvercinden biri”
Paylaş