Paylaş
Bu haber, ‘muhalif basında’ “Davutoğlu’nun kızı için 4.’lük kürsüsü torpili” şeklinde verilirken; ‘yandaş medya’ da, olayda kayırma olasılığından hareketle olsa gerek, haberi kürsülü fotoğraf kullanmadan yaptı.
Sosyal medyada herkes bu habere kendi tarafından verdi veriştirdi. Bu haber bana bir şey gösterdi; ‘HER TARAF’ın tek ortak noktası; bilgi eksikliği ve önyargılar idi. Şimdi gerçekler...
Dünya Okul Sporları (ISF) ve Türkiye Okul Sporları Mevzuatı Oryantiring Yarış Talimatı 5. Maddesi’ne göre, bu yarışta ilk 4’e kürsü var.
Hacer, Başbakan’ın kızı olduğu için dördüncü olmadığı gibi, kürsü sırf ona özel son dakikada da yapılmamıştır yani. Basın hem oryantiring yarışı ve mevzuat hakkında bilmeden, araştırmadan haber yapmış; hem okuru yanlış bilgilendirmiş, hem de yarışa katılan sporculara haksızlık etmiştir.
Dahası, bu yaklaşımla; doğada yapılan bu zor spora politika katıldığı gibi, yarışmada ilk dörde giren diğer sporcuların da arada kaynamasına neden olmuştur.
Haber tamamen “Başbakanın kızı” etrafında döndürülmüş, hiç kimse bu çocukların bir ay sonra Dünya Okullar Arası Oryantiring Yarışması’nda ülkemizi temsil edeceğine değinmeye bile yeltenmemiştir.
Basın, aynı kategoride kürsüye çıkan erkeklerin de fotoğrafını paylaşsaydı, yani haberi istediği yere çekme amaçlı yapmasaydı, zaten bu tartışma belki hiç başlamazdı.
Ama bu şekilde, ilk dörde giren erkekleri de, haberin aslen “Başbakanın kızı” odaklı olmasından ötürü görüp onların da hakkını veremedik.
Ben bu haberi, sporcu arkadaşlarımdan öğrendim. Hatta ben de “4.lük kürsüsü” olan o fotoğrafı ilk gördüğümde “yok artık” diyerek çıkış yapıp, arkadaşlarımın mevzuata dair paylaşımlarıyla, nasıl da kolay kandırılabildiğime inanamadım.
İşin bir de trajikomik tarafı var tabii. Türkiye’de ilk defa siyasi bir liderin çocuğu sayesinde farklı bir spor dalı gündeme geldi. Sürekli siyaset içinde ve önyargılarla yaşayan koca bir ülke ve kimi zaman kafasına göre haber yapan basın sayesinde “oryantiring sporu” basında yer aldı.
Bana oryantiring mevzuatı konusunda bilgilendirme yapan, sağduyusunu sportmenliği sayesinde asla yitirmeyen sporcu arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Dileğim basının da, okurun da aynı davranışı benimseyebilmesi.
Haberi araştırarak, önyargılardan, yanıltıcı olmaktan uzak yapmamız gerek.
Dahası insanları ve tarafları tiraj veya politika adına kızıştıracak, sansasyonla amaçlardan artık gerçekten arınmamız gerek.
Bunun bize hiçbir faydası yok, zararı çok. Ne Hacer “Başbakan babasının kızı” olarak anılmayı ve bu muameleyi hak ediyor, ne de hakkıyla 4. olduğu için mağdur olmayı.
Ayrıca, aynı ve eşit şartlarda yarışan ve kazanan diğer çocuklar da, sırf Başbakan’ın kızı oradaydı diye bu şekilde anılmamayı hiç hak etmiyor!
Böyle olayları, sporcu arkadaşlarımla tartışmak son derece kolay ve bilgilendirici.
Aynı şeyi burada yazmak için söyleyemeyeceğim. Çünkü okur, nereye isterse oraya çekmeye odaklı oldu mu, anlatmak istediğin şeyi takan kim?
Araştırarak, sorgulayarak yaşamayı öğrendiğimiz zaman bütün bu önyargıların ve körü körüne kutuplaşmaların azalacağına inancım sonsuz.
Haber uydurmak da, eksik habere inanıp prim vermek de zorlaşacak o zaman. Bu yazıyı inandığım değerler doğrultusunda yazmaya karar verdim.
Spor ne yandaştır, ne muhalif. Siyasetin spora karıştırılmasını kabul etmiyorum. Spor ve sporcu adına ayrı, basın ve okur özgürlüğü adına ayrı; hem yazarken hem okurken araştırma ve sorgulamanın önemini de vurgulamak istiyorum.
Bütün bunların ışığında yarışmada bütün katılan yarışmacıları kutladığım gibi;
Genç Kız B Kategorisi’nde 1. olan HİLAL ARSLAN, 2. olan ÖZGE BOZÇA, 3. olan SÜMEYRA GÖKCÜL, 4. olan HACER BÜKE DAVUTOĞLU’nu ve;
Genç Erkek B Kategorisi’nde 1. KADİRCAN ÇAKAL, 2. SAMET ÖZBİLGİN, 3. HÜSEYİN AYDIN ve 4. BERAT ARSLAN’ı da yürekten kutluyorum.
Yonca “sorumlu”
Paylaş