Bafa Gölü’nde ne oldu?

Bafa Gölü’nün dibinde, zeytin ve incirlerin içinde doğal yıldızlı bir otel. Doğal yıldızlı ne demek biliyor musunuz? İstersen don paça takılabildiğin, süslenmek zorunda hissetmediğin, sıcaklarsan hamağın solundaki hortumu eline alıp içinde güneşten kaynamış suyun akmasını beklerken toprağı suladığın, su buz gibi akmaya başlayınca üstünde başında ne varsa umursamadan başından aşağı kendini soğuttuğun bir cennet otel demek.
Bahçesinde karşılaştığım Şadi Amca bana, incir ağacından bir incir koparıp “al ye kızım” dedi. Bir de bir kadeh şarap içtim yemekte, ödemek istediğimde, o güzel derin mavi gözlü Bey, “Siz buraya böylesi farkındalık dolu işler için gelmişsiniz, afiyet olsun, şarap bizden” dedi.
Afiyet bal, sağlık, mutluluk oldu bu otelin kalbimdeki yeri.
Tıpkı Şirince Matematik Köyü gibi.

Kim bunlar?

32 genç.
Anadolu’nun 25 ilinden işte o Bafa’daki Silva Olivia Oteli’nde buluştular.
Her biri üniversite öğrencisi. Merak ettikleri, öğrenmek istedikleri konu arılar.
Vızzz arılar evet. Hani o “sokarsa alerji yapar ölürsün” diye korkutulduğun ve haklarındaki mucizevi bilgileri pek alamadığın arılar.
Toplum Gönüllüleri Vakfı bünyesinde kurduğum, “Annesiyim” dediğim, hatta çocuklarıma da bilerek BENİM demezken şu hayatta tek “BENİM” dediğim çocuğum ANADOLU ARILARI arı Sevgisini anlamaya/öğrenmeye geldiler.
Bir de Alper Kuyucu geldi. Geçimini arıları sayesinde sağlayan, arılarıyla yatıp kalkan Alper.
Benim “Sen 1 anadolu arısısın” dediğim gençlerimize arılar neden önemlidir, neden mesele sadece bal değildir, arıları kurtarmak, korumak, anlamak ne demektir bilen biri olarak anlatmaya geldi. Arılar, bal ve arıcılık konusunda lafı dolandırmadan, sana laga luga yapmadan çat diye cevap ve bilgi veren kişidir Alper. Dürüst kaynaktır yani.

Para nereden geliyor?

Beni okuyan ve arıların önemini kavrayan sizlerden!
Ailemin, arkadaşlarımın, eş dostun yaptığı bağışlar sayesinde Arı Sevgisi’ni anlatıyorum.
Geçen sene ilk bağışı yapan, bu sene de yapacağı müjdesini veren NILFISK Türkiye şirketi mesela (Danimarkalı elektrikli süpürge markası hani)...
Bağış yapmasa da, dünyanın her yerinden arıyla ilgili bir şey olunca mail atan, aklıma sen geldin diyen herkes sayesinde kurtarıyoruz arıları.
2014’te İstanbul Maratonu’nda arı kılığıyla koştuğum zaman TOG Anadolu Arıları fonunda biriken bağışlar sayesinde 2. kez arı sevgisini Bafa’da anlatabildik. İnanın bunu yazarken sonsuz gülümsüyorum. Yüzlerce genç olduk bile! Farkındalık yarattığımız insan sayısı binleri geçti.
Kasımda yine ADIM ADIM’la beraber İstanbul Maratonu’nda Anadolu Arıları için ARI GİBİ koşacağım.
Arıların bir ömür adadıkları emeklerini üç kelimede nefis özetleyerek “Sır Sabır Armağan” diyen Anavarza Bal da yanımda.
Anavarza Bal, Nedim Saban’la arıları çocuklara anlatan bir tiyatro oyunu başlatmış.
TOG’lu gençlerimiz de arı sevgisi anlatan oyunlar yazıp oynuyorlar.
Yediğimiz içtiğimiz her üç besinden biri arılar sayesinde.
Arı yoksa meyve sebze yok. Süt de yok. Et de yok.
Einstein efendi “Arı yoksa hayat yok” diye boşuna demedi.

Dağdaki çoban ve sitedeki güvenlik

Dağlarda koşarken gördüğüm tüm çobanlarla sohbet ediyorum. Çobanlardan koyunların sıcakta birbirlerinden uzaklaşarak serinlediklerini, soğukta ve tehlike anında toplanıp ısındıklarını ve tehlikeye karşı birlik olup düşmanı ürküttüklerini öğrendim.
Kurt tek koyunu kolay avlar da, sıkıysa 50 tanenin arasına dalsın bakalım kaç tos yiyor!
O günden beri insanımıza “koyun gibi millet” diyenlere, “yahu keşke” diyorum.

¡¡¡

Yalıkavak’taki yazlığımızın güvenlikten sorumlularına hayranım.
GÜVEN-lik kelimesinin ta kendisi her biri.
Haksızlıklara maruz kaldıkları durumlar oluyor; yine de görevlerini, sorumluluklarını suistimal etmiyorlar.
Profesyonellik bu işte.
Onlardan karşılıksız güveni öğreniyorum.
Her daim gülen yüzlerine teşekkür ediyorum.
Dağdaki çoban, bakkal amca, sitedeki güvenlik, temizlik işçisi, bahçıvan, tarladaki teyze, tercihi/inancı benden farklı herkes, bütün hayvanlar ve ağaçlar, gökkuşağı, mavi deniz, yeşil doğa, koca dağlar...
Herkes ve hepsi
arkadaşım.
Hayattaki en büyük varlığım bu.
Yonca
“Zengin kız”