Paylaş
Bu toplumun acelecilik hastalığı var. Sabırsızlık hastalığı da diyebilirim.
Bunu en çok düşünüp tespit ettiğim zaman, doğada koştuğum zamanlar.
En geç gelenin birinci olacağı bir “koşu” yarışı düzenlemek isterdim.
Mesela 5km için 3-4 saat limit.
Uzayan zamanla insanın türlü farklı psikolojilere girmesini, sorunlara çözüm üreterek dayanıklılık göstermesini, sabırla, azimle, tutarlılıkla, kararlılıkla, yılmadan finişe ilerlemesini teşvik etmeyi ve öğretebilmeyi denerdim.
Kısa, orta, uzun mesafeli doğa/patika yürüyüş ve koşularına katılımı devlet eliyle desteklerdim.
Doğaya, patikaya yaklaşan insan, kendi doğasına, gücüne de yaklaşır. Serinkanlı çözüm üretebilme, mızmızlanmadan ilerleme, amacını konsantrasyonunu ıvır zıvırla, bahanelerle kaybetmeden sonuca gitme yetisini geliştirir doğa. Kadın-erkek yan yana, birbirine destek olarak, dayanışma içinde ilerlemeyi öğretir doğa!
Toplumu cinsel istismar gibi derinden delirten sorunlarda asmak ve kesmekle bir yere varılamadığını anlamak, anlatmak, anlatmayı ve anlamayı istemek gerek.
Sabırsızlık, kolay vazgeçmek, ona buna suç atıp bunalmak, usanmak; kısa yoldan örtbas etmekle aynı.
Kısa vadede de uzun vadede de, zararı sadece kendine dönen bir mekanizma.
Bize baktıkça yaralarımızı neden tam iyileştiremediğimizi de görüyorum.
Burnu akan çocuğa şeker verir gibi antibiyotik vermek bir bakıma...
Faydası şimdilik, zararı uzun ve kalıcı.
Sorunların köküyle, nedeniyle işimiz yok. Uyuyalım, unutalım gitsin.
Kaç kişiyi asacaksın? Kaç kişiyi yok edeceksin de sorun bitecek? Bitecek mi? Hastalığın nedeni, kökü ne bilmeden, onu iyileştirmeden ne işe yarayacak?
Uyandığında hastalık yine kök salmış, dallanıp budaklanmış olacak.
Geçen cuma Dubai’de yarıştığım Urban Ultra Hajar 50km ultramaratonunun raporunu yazarken yine bunları düşündüm. Ne alaka değil mi?
Çok alaka.
www.4yapraklıyonca.com’da okuyabilirsiniz.
Uzun bir yazı okumak sabrını göstermek bile, belki bu dediklerimle neyi anlatmaya çalıştığıma örnektir.
Dayanıklı, azimli, kararlı olmamız gereken bir sorun cinsel istismar.
Yeter ki iyileşmek için sabırlı, kararlı, dayanıklı olalım.
Kök tedavi için birlikte sabırla çalışalım.
Yonca
“dirençli”
Datça Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu
Datça Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu bu yıl 12. kez düzenleniyor. Yarın Kumluk Plajı’nda saat 11.00’de başlayacak maratonda, yüzücüler 1500 ve 5000 metrede yarışacaklar.
Ülkemizin ilk ve tek Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu’na bu yıl 500 yüzücü kayıt yaptırmış.
Datça Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu’nda her yıl belli başlı konularda farkındalık yaratılmasını amaçlayarak, vurgu yapılan bir tema oluyor.
Bu yılın teması “Su farkındalığı”. Sloganı “Kuraklık size bir kulaç kadar yakın, suyuna sahip çık”.
Onur konukları Nezih Eşal ve Turgut Esen.
Yüzebilenleri, yüzmek isteyenleri yüzmeye; yüzemeyenleri şenlik tadındaki bu organizasyonu izlemeye, yarışmacıların heyecanına ortak olmaya çağırıyorum.
Çok isterdim orada olabilmek. Bu mevsimde o serin sularda yüzmeye belki de sırf o şahane kalabalık sayesinde cesaret edebilirdim ben de.
Kulaç atacak her yüzücüye alkışlarımla.
Yonca
“Nemo”
Paylaş