Güncelleme Tarihi:
Bu üç kelimeyi, Bülent Ecevit'in geçenlerde Çevik Bir'e tepki gösterdiği açıklamasından aldım. Ecevit: ‘‘İrtica, yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizliğin ortadan kaldırılmasıyla önlenir’’ diyordu.
Bence Ecevit açıklamasının ruhunu bu cümle ortaya koyuyordu. Ecevit'e göre, ‘‘irtica madem hâlâ önlenemiyordu, o halde onunla mücadele için izlenen yöntemler temelden yanlıştı.’’
Hatta yanlışı da bir kenara bırakanız, irticayı körükleyen önlemlerdi bunlar. Bu kadar baskı karşısında kim olursa olsun insanlar kenetlenir, ezilmek yerine büyürlerdi.
Bir araya gelmezlerse ezileceklerini bilirlerdi.
Durup dururken insanların başlarını örtmeleri ile uğraştığınız takdirde, onlara da bir gün sizi başınızı örtmeye zorlama hakkını vermiş olurdunuz.
Ve yarattığınız öcülerden korkmak adına yaptığınız tüm eylemler tersine teperdi. Şaşar kalırdınız.
Ben Ecevit'in bu sözleri üzerinde filozofik olarak durulmasından yanayım. Her ne kadar bazıları ‘‘sanal tartışma bitti’’ gibilerinden şeyler söylüyorlarsa da tartışma bitmedi. Bitmemelidir.
Tartışma gerçeğin ortaya çıkarılmasına kadar devam etmelidir.
* * *
Bu tür tartışmalar bana, ‘‘filler itişirken çimenler ezilir’’ deyimini hatırlatıyor. Büyüklerimiz aralarında irtica tartışmaları yaparken, halkımız çok ağır bir yükün altında eziliyor.
Bu ağır yük, yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizliktir.
Halkımız kim ne derse desin giderek yoksullaşıyor ve bu yoksulluk cenderesinde kıvranıp duruyor.
Sanki enflasyon düşüyormuş gibi bir hava yaratılıyor. Kusura bakılmasın ama, ben enflasyonun düşmediğini söylüyorum.
Pek inanmadığım rakamlara bakılırsa sadece enflasyonun artış hızında düşme var, Yani fiyatlar genel seviyesi sürekli artıyor ama bu artışın hızı biraz düşüyor.
Bu arada kutsal devletimiz memura yüzde 20 zam lutfediyor. Bunu ne adına ve hangi gerekçeyle yapıyor?
Hangi bütçelerin ne kadar olduğunu niçin açıklamıyor ve en şişkin bütçelerden kısılacak miktarların memura yüksek oranda zam verilmesini getireceğini niçin söylemiyor?
Memur yüzde 20 ile kırılırken, devlet adına hangi savurganlıklar yapılıyor? Bunlar niçin ortaya çıkmıyor?
Ve TBMM kendisini seçen halkı niçin korumuyor?
* * *
Yoksulluk, yolsuzluğu elbette doğuracaktır. Gelir dağılımı bu kadar adaletsizken elbette yolsuzluk yapılacaktır.
Para devletin elinde ise bu parayı güçlü olan kapacaktır. Halk da bu manzaraya aval aval bakacaktır.
Önlenmesi gereken işte budur. Yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizliktir.
Eğer adil olamazsanız, hiç kimsenin size güveni kalmayacaktır ve Türkiye en çok korktuğu girdapta baş döndürücü bir hızla yol alacaktır.
Bu düzeni sürdürmekte inat edilirse irtica önlenmek yerine artacaktır.
Yoksulluk, yolsuzluk ve adeletsizlik hedefine kilitlenmeliyiz.
Aksi halde işimiz bitiktir.