Paylaş
O heyetin amacı, vilayet vilayet dolaşıp, işgale direnmemeleri, büyüklerimiz ne diyorsa onu yapmaları konusunda “ahaliye nasihat” etmekti. Bu heyetin amacı da, vilayet vilayet dolaşıp, direnmemeleri, büyüklerimiz ne diyorsa onu yapmaları konusunda “ahaliye nasihat” etmek.
O heyetin mensupları 7’şerliydi.
Bu heyetin bölgeleri 7’şerli.
O heyet nisanda kurulmuştu.
Bu heyet de nisanda kuruldu.
O heyet padişah efendimizi “Dolmabahçe”de ziyaret ettikten sonra görevine başlamıştı. Bu heyet de başbakanımızı aynı mekânda, “Dolmabahçe”de ziyaret ettikten sonra görevine başlıyor.
O heyet maneviydi.
Bu heyetin de hiçbir yetkisi yok.
O heyette müftü vardı.
Bunda imam var.
O heyette Ohannes Efendi vardı.
Bunda muadili var.
O heyette liboş vardı.
E kambersiz düğün olmaz.
Bunda da var.
O dönemin basını “muhabbettin temin edileceğini, nifakın yok edileceğini” anlatıyordu. Bu dönemin basını da fotokopi gibi “barışın sağlanacağını, hayırlara vesile olacağını” anlatıyor.
O dönem, biri şöyle yazmıştı...
“Millicilik bağnazlıktır.
Milliyetçilik dedikleri, medeniyet için afettir.”
Bu dönem, hangi birini yazayım!
O heyetin başkanları, her gittikleri vilayetten sadrazama telgraf çekiyor, gözlemlerini aktarıyor, memleketin sevinçlere gark olduğunu, tebaanın bila istisna sadakat gösterdiğini bildiriyordu. Bu heyetin başkanları da, Başbakan’a rapor hazırlayacak.
*
O heyet işe yaramamıştı.
Bu heyeti henüz bilmiyoruz.
*
Ama kesinlikle bildiğimiz şu...
O heyeti tarih unutmadı.
Bakın bugün bile konuşuyoruz.
Bu heyet de asla unutulmayacak.
*
Çünkü, şöyle demiş milli şair...
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar.
İbret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.
Paylaş