Paylaş
Çatı ustası Kemal bey de “bakın ne güzel izah etti, daha ne desin yani” diye tasdikledi.
*
Şükretmek lazım.
“Brezilya için Pele neyse, İtalya için Sophia Loren neyse, Türkiye için Atatürk odur” da diyebilirlerdi!
*
Elbette bağımsızlık savaşının başkomutanıdır, ilk başkanı, kurucu babasıdır ama... Saltanat mı vardı ABD’de, Washington’dan önce? Amerikalılar birey mi oldu, yoksa bazıları köle mi kaldı, Washington’dan sonra?
*
Napolyon desen... Fransız ihtilalinin kurduğu cumhuriyeti yıkıp, kendi kendini imparator ilan etti, taht ve taç meraklısıydı, hem Fransız imparatoruyum, hem İtalya kralıyım falan dedi, egosunu zor frenlediler, İran şahıyım, Japon prensesiyim, Hint kumaşıyım demesine ramak kalmıştı.
*
Fransızların kalbini kırmak istemem ama, Atatürk’e göre Napolyon, hıyartonun önde gideniydi. Röportajı sırasında Napolyon muhabbeti açan İngiliz kadın gazeteci Grace Ellison’a, gayet net bir ifadeyle “Napolyon’a benzetilmenin kompliman olmadığını” söylemiş ve “ihtirası her şeyden öne koydu, gaye için değil, kendisi için dövüştü, neticede kaçınılması imkânsız olan felakete uğradı” demişti.
*
(Aç parantez; Napolyon’un sadece kirazı güzeldir, o da aslında Napolyon değildir, şahane kiraz yetişen Bursa Uluabat’ın eski adı Apolyont’tu, sayın halkımızın dili dönmedi, uydurdu, Napolyon yaptı. Washington portakalı ise, Brezilyalıdır, Washington’la alakası yoktur, hasosu California’da yetişir, biz NATO’ya girdik, o da ithalatla bize girdi, kapa parantez.)
*
Devrimlerini sıralayacak değilim, tek örnek vereyim... “İnsan” yerine bile konmazken, Mustafa Kemal’in “eşit birey” haline getirdiği Türk kadınları milletvekili seçildiğinde, Fransız kadınlarının bırak seçilmeyi, oy verme hakkı bile yoktu. Sen daha ne Napolyon’undan bahsediyorsun!
*
Biz o’nu Allah’a, geriye kalan her şeyi o’na borçluyuz.
*
Tekme’lettin beye karşı Ekmeleddin beyi aday gösterin, siz bilirsiniz, ne haliniz varsa görün. Ancak... Mustafa Kemal’in adını ağzınıza alırken, biraz saygı lütfen.
Paylaş