Paylaş
Tabutunu, başbakanımızla beraber içişleri bakanımız omuzladı. Aslına bakarsanız, içişleri yerine dışişleri bakanımız omuzlasaydı daha şık olurdu... Çünkü, rahmetli Sultanzade’nin Meksika’da yaşayan kızı Martinez Hanım’la, Fransa’da yaşayan kızı Bory Hanım cenazeye teşrif etmişlerdi. Hanedamızın üyeleri Dorothe Ragot, Christine Dreyfuss, Sofia, Rotraud ve Roxanne hanımlar, Çadır Köşkü’ne gelen hükümetimizin taziyelerini kabul etti. Reisüll Kurra Efendi nezaretinde hatim indirildi, helva dağıtıldı. Japonya’dan gelen aile dostu imam, Niametullah Khalil Hoca Efendi de oradaydı.
*
Hanedan’ın Michigan’da yaşayan ve bir dönem ABD Silahlı Kuvvetleri’nde subaylık yapan reisi, zahmet edip gelmedi, kuru bi telgraf gönderdi... Bu nedenle “kimsesizlerin kimi” olan başbakanımızın tabutu omuzlaması, Hanedan’ın kimsesiz kalmaması açısından iyi oldu.
*
Çünkü... Padişahımız efendimiz Abdülhamid Han’ın Kanada ve Güney Amerika’da madenleri bulunan öbür torunu 97 yaşında vefat ettiğinde, Hanedan’ın reisi gibi başbakanımız da ABD’deydi maalesef... Cenazeye yetişemeyen başbakanımızı, başbakan yardımcılarımız ve açılımdan sorumlu içişleri bakanımız temsil etmişti... Gerçi, Washington uçağından iner inmez saraydaki taziyeye koşmuştu ama, helvaya yetişmiş, tabutu omuzlama noktasında iş işten geçmişti.
*
Bu arada...
*
Cumhuriyet’i ayakta tutmaya çalışan 6-7 çocuk daha şehit düştü dün, henüz 20-21 yaşında... İstanbul’u bile görmemişlerdi. Birinin babası portakal bahçesinde bekçi, birinin çiftçi, birinin işçi, birinin işsiz... Bir tanesi takdirnameli öğrenci, garibanlıktan okuyamamış, askere gitmesi için yol parasını bile öğretmenleri vermiş... Mısır’da bulunan cumhurbaşkanımız, ki başkomutanımızdır, telgraf gönderdi; kabine arazi. Götürüp, gömdüler çocukları bi yerlere.
*
E diyeceksiniz ki haliyle...
N’olacak bu memleketin hali?
*
Sizi bilmem...
Kendi payıma, başbakanımızın tavsiyesiyle rakıyı, sigarayı bıraktım, meyveye başladım, beyaz peynirle kavunun yanına bi salkım üzüm açtım, kiraz tüttürerek yazıyorum...
Paylaş