Evlatlarımız kahpe pusularda şakır şakır şehit edilirken, açsın telefonu Barzani’ye, "eksküzmi" desin mesela... "Bundan böyle sınırdan kedi bile geçerse, çadırına F16 yağdırırım, nerden geldiğini şaşırırsın" desin... İsterdim.
*
Kafamıza çuval geçirdiklerinde, isterdim ki, toplasın kabineyi acilen, "İncirlik’e kilit vurdum" desin... Çağırsın ABD Büyükelçisi’ni, "Bak arkadaş, ya çıkıp özür dileyeceksiniz, ya da topla tasını tarağını Nebraska’ya kadar yolun var, anca gidersin" desin...
İsterdim.
*
Annan Planı’nı burnumuza dayadıklarında, kaldırsın telefonu, "Bizde güzel bir laf vardır dostum Kosta, senin anan güzel mi?" desin, şakayla karışık... Gitsin Kıbrıs’a, "Biz burdayız kardeşim, santim kımıldamayız, çok rahatsızsan ananı da al git" desin...
İsterdim.
*
Bize turistik vize bile verirken bin dereden su getiren ülkelerde bölücüler cirit atıyor, AB çatısı altında konferans filan düzenliyor... İsterdim ki, çıksın Meclis kürsüsüne, "Toprağıma, milletime yönelik bu husumet bitene kadar, AB ile ilişkilerimizi askıya alıyorum" desin... "Benim için bitmiştir, daha gelmem Brüksel’e" desin... İsterdim.