Paylaş
*
Nedir derseniz... Sayın ahalimiz Elazığ’da kerkenez buluyor. Ayağına halka takılı. Göç yollarını takip için kullanılan rutin yöntem. Üstünde Tel Aviv filan yazıyor. Aha İsrail casusu yakaladık diyorlar, kafese koyup koştura koştura kaymakama götürüyorlar. Kaymakam n’aapsın, kerkenezi MİT’e teslim edecek hali yok, Orman Müdürlüğü’ne teslim ediyor. Yok öyle... Sayın ahalimiz casusun peşini bırakmıyor, n’ooldu bizim casusun akıbeti diye hesap soruyor.
*
Kerkenezi sorgulasan, ciyk diyor, başka bi şey demiyor. Kerkenezce bilen de yok. İyisi mi diyorlar, biz bu kerkenezi Fırat Üniversitesi’ne götürelim, röntgenini çektirelim, ciğerine böbreğine bakalım, iç organlarına gizlediği kamera, dinleme cihazı falan var mı, kontrol edelim. Hayvancağızın kanatlarını ayaklarını çarmıha gerer gibi açıyorlar, yukarıda gördüğünüz röntgen filmini çekiyorlar.
*
İşin ekstra hazin tarafı... Ancak internet ortamında büyüterek baktığınızda görebilirsiniz ama, röntgenin sol üst köşesinde hastanın adı, dosya numarası, röntgenin çekildiği tarih ve saat yer alıyor. “Hastanın adı” olarak ne yazıyor biliyor musunuz?
İsrail Ajanı yazıyor!
*
Talihsiz kerkeneze alenen yargısız infaz yapılıyor, henüz suçu sabit değilken Fırat Üniversitesi’nin kayıtlarına adıyla soyadıyla İsrail Ajanı olarak giriyor.
*
Neyse... Bağırsağına kursağına filan güzelce bakıyorlar, röntgen temiz çıkıyor. Orman Müdürlüğü resmi duyuru yayınlıyor, kerkenezin üzerinde “herhangi bir cihazın olmadığını” açıklıyor. Kerkenez ak’lanıyor, doğaya salınıyor.
*
PKK’lılar elde Kalaşnikof cirit atıyor, şehitlik açıyor, yol kesiyor, trafik kontrolü yapıyor, kameralara poz veriyor, Suriye sınırı folofoş olmuş, giren çıkan trafiği Boğaz köprüsünden daha yoğun, lunaparklarda havalı tüfekle vurulan plastik ördeklere döndük, topraklarımıza bi gün havan mermisi düşüyor, bi gün roket...
*
Sayın ahalimiz hâlâ kerkenezin röntgenini çekiyor, içine bakıyor, ki, mikroçip filan olmasın.
*
Uzun lafın kısası... Allah sonumuzu hayretsin kardeşim.
Paylaş