Kaktüs

Kendi payıma, henüz radyonun bile nasıl çalıştığını anlamış değilim. O nedenle, radyasyon üzerine ahkâm kesecek değilim. Ama şunu görüyoruz...

*
Çiçekçilere gidin sorun.
Şu aralar en çok ne satıyor?
Kaktüs.
*
Küçücük saksılar içinde minik boy kaktüsler var ya... Onlar. Kapış kapış.
*
Özellikle banka manka gibi çok sayıda elektronik eşyanın bulunduğu ofislere dikkat edin... Bilgisayarların yanına konuyor. Çünkü, ahalimiz kaktüsün radyasyonu emdiğine inanıyor.
*
Nükleer kocakarı ilacı bi nevi.
Koy bunu, bi şeyciğin kalmaz.
*
Halbuki, internet palavrası bu... Van’da bir öğrenci, liselerarası proje yarışmasına katıldı, “benim tespitlerime göre kaktüs radyasyonu emiyor” dedi, haber internete düştü, çiçekçiler üstüne atladı, tsunami gibi yayıldı. Sanırsın, çocuk Einstein... Okuduğu lise de Princeton.
*
“Delil” olarak, ABD’deki nükleer santralların etrafında kaktüs bulunması gösteriliyor.
*
Kaktüs olmayacak da, ne olacak birader? Elin oğlu nükleer santralı götürüp taaa çöle kuruyor... Bizimkiler gibi, getirip cennetin ortasına kurmaya kalkmıyor! Ne diyeceğiz yani Mersin’e kurulunca... Portakal bahçeleri radyasyona iyi geliyor mu diyeceğiz?
*
Üstelik, ha bire Mersin Akkuyu’yu konuşuyoruz ama, İstanbul’un göbeğinde, Küçükçekmece’de Nükleer Araştırma Merkezi var, küçük de olsa reaktörü var. Fayın üstünde... Gölde yaşam niye bitti? Çekmece sakinleri arasında kanser istatistiği var mı? 1956 teknolojisiyle yapılan ve çalışmaya devam eden reaktör kaldı mı dünyada? Atıkları ne oluyor?
*
Neyse, sıkmayayım canınızı...
Bakın, başbakanımız dün nükleer kazayı yorumladı, duruma o kadar hâkim ki, “risksiz yatırım yoktur, aksi halde evinize aygaz bağlamamak gerekir” dedi.
*
Ha eve tüp bağlamışın...
Ha memlekete nükleer santral.
Aynı yani.
*
Kaktüs koyun bilgisayarın yanına, üstüne de dantel koyun, idare edin.
Yazarın Tüm Yazıları